Yani, cinayeti kutlamıyorum, çocuk gözlerinin önünde öldü, o adamı yakaldılar. | Open Subtitles | أعني ، أنا لا أحتفل مات أمامك مباشرة فقط أخبرتك أنهم أمسكوه |
Çünkü ben Noel'i kutlamıyorum. | Open Subtitles | لا أحتفل حقاً بـ الكريسماس. |
Bu yüzden doğum günü kutlamıyorum. | Open Subtitles | و لهذا لا أحتفل بميلادي. |
Sizi bilmiyorum ama ben kutlamıyorum. Sevineceğim! | Open Subtitles | انا لا افهم الموضوع من اوله و لكني لا احتفل عادة |
Davet için sağ ol, Chuck ama ben Noel kutlamıyorum. | Open Subtitles | شكرا , لدعوتك تشاك ولكنى لا احتفل براس السنة |
Doğum günlerimi kutlamıyorum. | Open Subtitles | ... أنا لا أحتفِل بأعياد ميلادي |
- Hiçbir şey kutlamıyorum, tamam mı? - Hey, bekle. | Open Subtitles | -أنظر،أنالا أحتفل بشئ |
Hiçbir şeyi kutlamıyorum. | Open Subtitles | لا أحتفل |
- Bir şey kutlamıyorum. | Open Subtitles | -أنا لا أحتفل ... |
-Bir şey kutlamıyorum. | Open Subtitles | - لست أحتفل . |
Millet, hepinizin garip ve delice bana odaklanmanıza teşekkür ederim ama ben doğum günlerimi kutlamıyorum. | Open Subtitles | يا رفاق ، انا اقدّر تركيز طاقاتكم الغريبة و المجنونة عليّ ولكنّني لن احتفل بعيد ميلادي |
Hayır, hiçbir şey kutlamıyorum. | Open Subtitles | لا, لم احتفل باى شىء. |
Sana söyledim. Doğum günümü kutlamıyorum. | Open Subtitles | لقد أخبرتك أنا لا أحتفِل |