"kutlarken" - Translation from Turkish to Arabic

    • نحتفل
        
    • يحتفلون
        
    • احتفل
        
    Rüzgar ile dalgalanan bez arasındaki ebedi aşkı kutlarken bize pek tabii katılabilirsiniz. Open Subtitles انكم مدعوون للانضمام إلينا ونحن نحتفل الخالدة علاقة حب بين الرياح وضرب النسيج.
    Şey, biz genelde doğum günü kutlarken, bir pastadan fazlası oluyor. Open Subtitles حينما نحتفل بعد ميلادنا، فيكون لدينا أكثر من كعكة.
    Doğum günümüzü kutlarken hepinizi burada görmek harika! Open Subtitles إنه لأمر رائع رؤيتكم جميعاً هنا ونحن نحتفل بيوم ميلادنا
    1944'te insanlar meydanda kurtuluşumuzu kutlarken ben de oradaydım. Open Subtitles كنت هناك أيضا , في ديسمبر 44 في الساحة، حيث كان الناس يحتفلون بالتحرير.
    Onların onca yıllık beraberliklerini kutlarken görmek. Open Subtitles فلقد جلسنا نشاهدهم جميعاً يحتفلون بزواجهم الناجح لسنوات عديدة
    Ben bir şeyleri kutlarken hep üzerimi çıkarırım. Siz de öyle yapmıyor muydunuz? Open Subtitles انا دائماً أكون عارياً من الأعلى عندما احتفل ألا تفعل ذلك ؟
    Ben ilk yılımı kutlarken arkadaşım Charlotte 8 haftalık hamileydi. Open Subtitles صديقتي تشارلوت كانت حامل منذ ثمانية أسابيع عندما كنت احتفل بمرور عام على نقائي
    Ve gelecek hafta biz bağımsızlığımızı kutlarken bu topluluğa zorlu bir iş düşecek. Open Subtitles وفي الأسبوع المقبل بينما نحتفل باستقلالنا سيُبتلى هذا المُجتمع بتحدٍ، لأننا سنويًا نستقبل ضيوفًا.
    Tabii ki, buraya gelip, seninle konuşmamı istedi, ama bu akşam yeni işimi kutlarken düz topuk mu, yüksek topuk mu giyeceğimi sormak için zaten gelecektim. Open Subtitles بالتأكيد طلب مني أن أصعد إلى هنا للتحدث إليك و لكني كنت أنوي الصعود سلفا كي أستشيرك هل أرتدي حذاء ذا كعب عال أم حذاء عادي عندما نحتفل بمناسبة وظيفتي الجديدة الليلة
    Jenna Maroney'in hayatını kutlarken... Open Subtitles كما الان نحتفل بحياة جينا ماروني
    Sosyalist devletin temelini kutlarken özgür Batı Almanya'da bu yıl duvarın üzerinden kaçmaya çalışırken hayatını kaybeden üç insanı yad ediyoruz. Open Subtitles نحتفل الآن بتأسيس نظامنا الاشتراكي بينما نستعيد ذكرى الأشخاص الثلاثة الذي حاولوا الهرب من فوق الجدار في ألمانيا الغربية الحرة
    Biz bu iyileşimi kutlarken kaybettiklerimizi asla unutmamalıyız. Open Subtitles لذا بينما نحتفل بهذا التعافي... يجب ألّا ننسى أبداً مَن فقدناهم.
    Mitch'in yaşamını kutlarken, bunu gözyaşları olmaksızın yapacağız bunu büyük bir heyecanla yapacağız, ve ben herşeyin çaresine bakacağım. Open Subtitles عندما نحتفل بحياة (ميتش) سنقوم بهذا دون دموع و سنقوم بهذا بحماسة و سأتولى أنا كل شيئ
    Babamın paketinin iyi oluşunu kutlarken, Colt da son rötuşlarını yapmıştı. Open Subtitles ولكي نحتفل بأن حزمة أبي راعي الغنم علي ما يرام سمحوا (لكولت) بأن يضع اللمسة الأخيرة له
    Noel'i kutlarken en nadir kuşu tek bir günde öldürebilmek için yarışma düzenlerlerdi. Open Subtitles كان الأمريكيون يحتفلون بأعياد الميلاد بمسابقات لقتل أكبر عدد من الطيور في يوم واحد
    Diğerleri, yüksek lisans ve doktora almanın sevincini kutlarken ben vücutgeliştirme yarışmaları kazanıyordum. Open Subtitles في حين الآخرين يحتفلون ، كما تعلم . . بالحصول على الماجستير وشهادات الدكتوراه
    1991'de 20 Kuveytlinin Soğuk Savaş'ın bitişini kutlarken yağan kurşunlardan dolayı öldüğünü biliyor muydun? Open Subtitles أتعلمين أنه في عام 1991, توفي 20 كويتيًا بسبب رصاصاتٍ متساقطة من السماء بينما كانو يحتفلون بنهاية الحرب الباردة؟
    normal insanlar baltalı bir katili kutlarken cadılar da kendi Noellerini yaşıyorlar ki bu da katilimiz için onları kolay hedef yapıyor. Open Subtitles فإن السحرة يحتفلون بنسختهم من عيد الميلاد المجيد مما يجعلهم أجمعين فرائس سهلة المنال للقاتل أيًّا يكُن.
    Tamam, millet. Özgürlüğü kutlarken geri çekilin. Open Subtitles حسن ، تراجعوا لكيّ احتفل بالحرية
    - Evet. Tam da 51. doğum gününü kutlarken. - Gerçekten mi? Open Subtitles نعم، لقد احتفل للتو بعيد ميلاده الخمسن
    Gereksiz derecede pahalı viskimi içerek hayatımın en büyük gecelerinden birini kutlarken, bir gazeteciden geçen oyunda yaşanan kavga için yorum almak için aranıyorum ve kendimi burada buluyorum... Open Subtitles اسكب لنفسي كوبًا من مشروب (السكواتش) باهظ الثمن احتفل بواحدة من اعظم ليالي حياتي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more