19:15'ten beri üçüncü kadehlerini kutluyorlar. | Open Subtitles | هنا اثنان يحتفلان بشاربهما للمرة الثالثة من 7: 15 |
Hayatlarının en mutlu günlerini önemli insanlarla birlikte kutluyorlar. | Open Subtitles | إنهما يحتفلان بأعظم يوم في حياتهما مع أهم أشخاض في حياتهما |
Gökyüzünde havai fişekler patlarken babam anneme bakıp şaka yollu demiş ki, "Bak habibti, Amerikalılar senin gelişini kutluyorlar." | TED | وحين انفجرت الألعاب النارية وراء الأفق، نظر أبي إلى أمي مازحًا وقال: "انظري حبيبتي! يحتفل الأمريكيون بقدومك." |
Portekiz taraftarı ilk golü kutluyorlar. | Open Subtitles | و الجماهير البرتغاليه اول من يحتفل هنا |
Genç askerler, Kuveyt'in özgürlüğe kavuşmasını kutluyorlar. | Open Subtitles | مرتفعة. بينما هذه القوَّاتِ الصغيرةِ تَحتفلُ ب... تحرير الكويت. |
Barda içiyorlar. Batışımızı kutluyorlar! | Open Subtitles | انهم يشربون الخمر فى حاناتهم أحتفالاً بإغراقنا |
Umutla bekledikleri özgürlüklerini kutluyorlar. | Open Subtitles | ويحتفلون بالكثير من الآمال التي ستصبح أخيراً الطريق نحو أمة مُستقلة. |
Yahudi oldukları halde bizim gibi noel kutluyorlar. | Open Subtitles | إنهم يحتفلون في عيد الميلاد، على الرغم من أنهم يهود |
Onlar yapılan antlaşmayı kutluyorlar efendim. | Open Subtitles | انهم يحتفلون بالمعاهدة، يا سيدي |
10 yıldır birlikte yaşıyor olmalarını kutluyorlar. | Open Subtitles | هما يحتفلان بذكرى عيشهما معا لمدة عشر سنوات ؟ |
Şey arkadaşların Drew ve Laura pazar günü 10. yıldönümlerini kutluyorlar. | Open Subtitles | اصدقائك درو ولورا يحتفلان بالذكري السنوية العاشره يوم الاحد |
- 20. evlilik yıldönümlerini kutluyorlar? | Open Subtitles | إنهما يحتفلان بذكرى زواجهما العشرين - أعلم. |
10. yıllarındaki, 10. filmi kutluyorlar. Bu da Amerika için 10 yıllık neşe demek. | Open Subtitles | "هما يحتفلان بعاشر فيلم لهما معاً في 10 سنوات ما يعني عقداً من السعادة لـ(أمريكا)." |
"Chinatown bayramı kutluyorlar. | Open Subtitles | الحى الصينى يحتفل بعطلة |
Batı Yakası'nda yaşayan vatandaşlar ve vatandaşlık tanınmamış olanlar Los Angeles Adası ile Torus Şirketi arasında sağlanan uzlaşmayı kutluyorlar. | Open Subtitles | في الساحل الغربي، يحتفل المواطنون و غير المواطنين (بإعادة توحيد جزيرة (لوس أنجلوس (مع شركة (توروس. |
Lider, Peitz'in hatasından yararlanıyor ve bunu kutluyorlar. | Open Subtitles | الكابتن يحتفل ويتحدث عن خطأ (باتز) |
Genç askerler, Kuveyt'in özgürlüğe kavuşmasını kutluyorlar. | Open Subtitles | مرتفعة. بينما هذه القوَّاتِ الصغيرةِ تَحتفلُ ب... تحرير الكويت. |
Barda kafa çekip batışımızı kutluyorlar! | Open Subtitles | انهم يشربون الخمر فى حاناتهم أحتفالاً بإغراقنا |
Onlar ise Paskalya Bayramını kendi kiliselerinde kutluyorlar. | Open Subtitles | ويحتفلون -ايضا- بعيد الفصح في كنيستهم الخاصه. |
Ve bunu her yıl bir festivalle kutluyorlar. | Open Subtitles | ويحتفلون بهذا في عيدٍ سنوي |
Onaltıncı Süvari Birliği'nin gelişini kutluyorlar. | Open Subtitles | إنهم يحتفلون بقدوم الفرقة السادسة عشرة |
İsa'nın doğumunu kutluyorlar. | Open Subtitles | انهم يحتفلون بـ يوم ميلاد المسيح |