"kutsallığını" - Translation from Turkish to Arabic

• حرمة
• قداسة
• تدنيس
• قدسية
• دنست

Ama bence insanlar şehir alanlarının kutsallığını kabul etmişler.
لكنني أعتقد أن الناس قد أدركوا حرمة المناطق المدنية

İnsan hayatının kutsallığını göremiyor.
لا يمكنه حتّى رؤية حرمة النفس البشريّة بعد الآن

Bu hayatın kutsallığını umursamaz ya da acı çekecek diğer kişilerin acısını...
وهذا ينافي حرمة الحياة أو الألم الذي سيعانيه الآخرون.

Şeytanın ta kendisi olacağım, ama hata yapmadan, yeğenimi kurtarmak adına güneşin altında kutsal olan ne varsa kutsallığını bozarım.
سأكون الشيطان عينه، لكن كُن على يقين سأنتهك كل قداسة في الوجود في سبيل إنقاذ ابنة أخي.

İkiniz de doğanın kutsallığını büyük zarafetle temsil ediyorsunuz.
أنكما بشكل مبهج تمثّلان قداسة الطبيعة؟

Bedenin kutsallığını bozan her şey, ruhu kızdırır ve sürekli bu dünyaya gelmesine neden olur.
و أى تدنيس للجسد يبقى الروح هائمة تطارد هذا العالم

Evliliğin kutsallığını zedeleyen bu kişileri nasıl cezalandıralım?
كيف لنا أن نعاقب أولئك الذين يدنسون قدسية الزواج؟

Kapa çeneni, seni şişko, beyinsiz yaratık. Bütün eşyalarımın kutsallığını bozdum.
اصمت أيها التبديد للجلد والدهن، لقد دنست كل ممتلكاتي!

Nasty Girl, vintage modasının kutsallığını kirletti.
لقد لطخت ناستي غيرل حرمة الأزياء العتيقة

Benim gibi sefil bir yaratık kim oluyor ki, Dawson ve Joey dinamiğinin kutsallığını ayaklar altına alıyor?
... لفقي من أي وقت مضى على حرمة من داوسون وجوي ديناميكية.

Evimin kutsallığını nasıl ihlal edersin?
كيف تجرؤ على انتهاك حرمة بيتي.

Phyllis'in, yıIbaşının kutsallığını kirletmesini yargılamıyorum.
"أنا لن أحكم على "فيليس لانتهاكها حرمة عيد الميلاد

Bu gizemli buluşmanın kutsallığını bozmuş olduğumun farkındayım...
أعتقد بأني انتهكت حرمة الموعد الغامض.

Öğretmenler odasının kutsallığını ihlâl ettin.
أنتي أنتهكتي حرمة غرفة جلوس المعلمين!

Tapınağımızın kutsallığının kutsallığını bozdunuz.
لقد إنتهكتم حرمة المعبد

Sığınağımızın kutsallığını bozdun.
وأنتهكت قداسة عريننا

Bu kilisenin kutsallığını nasıl ihlal ederim?
كيف أنتهك قداسة هذه الكنيسة ؟

Kiki, evliliğin kutsallığını anlatan bir şiir okuyor.
(كيكي) ستقرأ شعرًا، عن قداسة الزواج.

Lütfen! Bir daha asla mekanınızın kutsallığını bozmaya kalkmayacağım!
أنا آسف , أسف أرجوكِ أنا لن أحاول تدنيس غرفتك مرة أخري

Bu yerin kutsallığını ve sohbetimizi bozduğum için kusura bakmayın.
إغفري لي تدنيس هذا المكان وتخريب دردشتنا.

Aslında gayler değil siz evliliğin kutsallığını bozuyorsunuz.
إن الشواذ أنفسهم لم يدمروا قدسية الزواج لكن أنتم فعلتم ذلك

Hera'nın tapınağının kutsallığını kirletiyorsun.
(لقد دنست قداسة معبد (هيرا