Patron senin gibi çöp kutularının etrafında dolaşan serserileri hiç sevmez. | Open Subtitles | لا يحب الزعيم بأن تتجول هنا وأن تنقب في صناديق القمامة |
Mahalledeki tüm posta kutularının kalitesinde yarattığı artış için teşekkür etmek istedim. | Open Subtitles | وأردت أن أقول,شكراً لكم التطور الكلي في جودة صناديق البريد قد فعلت |
Kargo kutularının üstündeki paketleme dökümünü biliyorsunuz değil mi? | TED | هل تعرف العلامات التي تجدها على صناديق فيديكس الخاصة بك؟ |
Üzgünüm, babalık. Önemsiz insanları mısır gevreği kutularının üstüne basmıyorlar. | Open Subtitles | آسف يا أبي، لا يضعون صور المغمورين على علب الحبوب. |
Pompey, şu boya kutularının iki ya da üç tanesini getir. | Open Subtitles | بومبي , اجلب علبتان او 3 من علب الطلاء تلك |
Dün gece posta kutularının oradaki araba, siz miydiniz? | Open Subtitles | هل كان ذلك أنتَ في السيارة ليلة أمس بالقرب من عُلب البريد؟ |
Dantel kenarlı iç çamaşırlarının arasına şapka kutularının içindeki sahte tabanlara son moda, kenarları özel dikim, bir kere giyilen ve bir daha giyilmeyen Paris elbiseleri. | Open Subtitles | خبأتها بين ملابسها التحتية تخفيها داخل صناديق القبعات خُيطت داخل فساتينها من أحدث الموديلات العالمية |
Unutmayın, içki kutularının üzerinde kırmızı çınar yaprağı işareti var. | Open Subtitles | تذكروا , صناديق المشروبات تحمل علامة ورقة القيقب الحمراء |
Dünyanın her yerinde insanlar posta kutularının önünde dikilir... içinde ne olduğunu merak eder. | Open Subtitles | الناس حولَ العالَم كُل مساء تقفُ عِندَ صناديق بريدهِم مُتسائلين ماذا يُمكن أن يكون داخِلَه. |
Giysi kutularının yanında olabilir. - Teşekkürler. | Open Subtitles | ــ ربما تجديه بجوار صناديق الملابس ــ شكرا |
Garajı su bastı ve senin kutularının içindeki her şey mahvoldu. | Open Subtitles | المرآب غمرت المياه، الحبيبة، وأنه دمر كل شيء في صناديق الخاصة بك. |
İnsanların posta kutularının karıştırılmasından pek haz etmem. | Open Subtitles | لا احب ان أرى الناس تلعب فى الانحاء فى صناديق البوسطة |
hanım efendi bütün gün ofiste müşterilerin peşinde koştuktan sonra birde eve gelip pirinç ve baharat kutularının peşinde koşmak istemezsiniz değil mi? | Open Subtitles | بعد مُطَارَدَة الأهدافِ في المكتبِ طِوال النهار، أنت لا تُريدُ مُطَارَدَة صناديق الرزِّ والكاري في البيت؟ |
Ayakkabı kutularının hepsini saklıyor. Bu bir model takıntısı mı? | Open Subtitles | تُبقي كُلّ صناديق أحذيتها ما ذلك، شيء نموذجي؟ |
Bira kutularının böyle patladığından haberim yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لدي أدنى فكرة أن علب البيرة ستنكسر بتلك الطريقة |
Pizza kutularının üstünden bana biri pis pis bakıyordu. | Open Subtitles | حين أرى ذلك الرجل عند علب البيتزا وهو يرمقني بنظرة احتقار. |
Fotoğrafını süt kutularının üzerine koymayı düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا أفكر فى ان أضع صورتها على علب الحليب |
Orada Kola kutularının arasında el hijyeniği bulundurmazsın, değil mi? | Open Subtitles | أليس لديك أي معقم لليدين بين علب الكولا هذه؟ |
Bilmek istediğiniz her şey bu pizza kutularının üstünde yazıyor. | Open Subtitles | كل ما تريدون معرفته مكتوب على علب البيتزا هذه |
Turuncu konilerin yanındaki çöp kutularının olduğu tekerlekli sandalye rampasının yapıldığı yerde! | Open Subtitles | حسناً ذلك الذي عند علب القمامة بقرب المخاريط البرتقالية |
XX large. Şu kalan boya kutularının da hepsini ver bakalım bana. | Open Subtitles | وأعطني ما تبقى من عُلب الطلاء |