"kutularda" - Translation from Turkish to Arabic

    • الصناديق
        
    • صناديق
        
    • العلب
        
    • بالصناديق
        
    • في المغلف
        
    • في علب
        
    Bakın size söylüyorum bu kutularda gerçekten garip birşeyler var. Open Subtitles أنظر، أنا أخبرك ثمة شئ غريب جداً في تلك الصناديق
    Üzerinde kırmızı çizgiler olan kutularda ne var demiştiniz? Open Subtitles ماذا تقول انه يوجد في هذه الصناديق التي عليها خط احمر
    Ve kutularda lezzetli, kaçak yiyecekler var. Open Subtitles و تلك الصناديق تحتوي على أشياء لذيدة مهربة مثل اللحم المعلب
    Sahip olduğum her şey üç farklı eyalete dağılmış kutularda. Open Subtitles كل ما أملكه موجود في صناديق منتشرة في 3 ولايات.
    Sonra bir gün, kasabaya bir adam geldi anne babaların odalarından çalınmış kutular ve kutularda gizli belgelerle. TED وحدث في يوم ما ، أن جاء رجل الى المدينة .. حاملا صناديق عديدة من المستندات السرية .. المسروقة من غرف الآباء.
    Bu kutularda sedece soda olduğunu söyle bana. Open Subtitles فليخبرني احد ان تلك العلب ليست سوى مياه غازية
    Selam çocuklar. Bu kutularda ne var? Open Subtitles مرحباً يا رفاق ماذا في كل هذه الصناديق ؟
    Her resmin, her tanık ifadesinin, laboratuar ve otopsi raporunun, bu kutularda bulunan her şeyin tekrar incelenmesini istiyorum. Open Subtitles أريد جميع الصور وحالات الشهود تقرير المعمل، وتقرير العينات وأي شئ تجده في تلك الصناديق أعد فحصه
    O kutularda ne olduğunu bilmek istemez misin? Open Subtitles ألا تريد أن تعرف , ماذا كان بداخل هذه الصناديق الغامضه ؟
    O kutularda uçağın enkazı olup olmadığını nasıl bileceğiz? Hmm? Open Subtitles وكيف أمكننا ان أنعرف أن هذه الصناديق لا تحمل فقط حطام طائره الطقس
    Bu kutularda, sekiz senelik temyiz davası dosyası var. Lincoln'ın idamını geciktirmemize yardım edecek bir emsal varsa, buluruz. Open Subtitles هذه الصناديق تحتوي على أوراق سبع سنوات من العمل في الجرائم إن كانت هناك سابقة في مكان ما
    Yani onlara senin kenar mahallelerde yaşadığını, mukavva kutularda uyuduğunu söyleyemeyiz. Open Subtitles أعني , لا يمكننا إخبارهم الحقيقة كنت تعيش في الشارع وتنام في الصناديق الكرتونية
    Endişem şu ki, ...o kutularda bulduğum kalıntıları temel alarak, ...ve bunları halka açıklayarak bence hata yaptık. Open Subtitles قلقي هو: بناء على تحفظاتي على الدليل بهذه الصناديق أعتقد بأننا نقترف خطأً بنشرنا هذا للعامة
    Bunlar haberlerde bahsi geçen kutularda bulunan kişiler mi? Open Subtitles هل هؤلاء الاشخاص من الاخبار ؟ الذين وجدوهم في الصناديق
    Gün boyunca, yarasalar farklı kutularda farklı gruplara ayrılarak tünüyorlar TED خلال النهار، تجثم الخفافيش في عدد من المجموعات الجزئية في صناديق مختلفة.
    Fikirleri bu şekilde yönetebilirsiniz, ya fiziksel kutularda ya da dijital eşdeğerlerinde. TED ‫يمكنك إدارة العديد من الأفكار ‫بهذه الطريقة،‬ ‫إما في صناديق حقيقية ‬ ‫أو ما يعادلها رقميًّا.‬
    - Benekli At. Birçok beyaz adam kasabayı tahta kutularda terkedecek. Open Subtitles العديد من الرجال البيض سيتركون هذه البلدة داخل صناديق خشبية
    Onun etrafında dolanmanı istemiyorum ve ona dev kutularda bir şeyler yollamayı bırakmanı istiyorum. Open Subtitles اريدك أن تتوقف عن التسكع حولها و أريدك أن تتوقف عن إرسال صناديق عملاقة مملؤة بأشياء.
    Bu kutularda ne olduğunu bilmiyorum. Open Subtitles أنا لا أعرف ما هو موجود في صناديق إلى هنا.
    Şu mavi metal kutularda sattıkları Danimarka kurabiyeleri gibi. Open Subtitles مثل ذلك الكعك الدنماركى الذى يُباع فى العلب المعدنية الزرقاء
    kutularda bir şey daha vardı. Open Subtitles كان هناك شيء اخر بالصناديق
    Bir ailem var, tahıl gevreklerim var, kutularda eriştem var. Open Subtitles لدي عائله لدي معجنه في المغلف والرقائق في المغلف
    Eğer kutularda görmüyorsanız, mevcut değil demektir. Open Subtitles ان لم تريها في علب العرض فهي غير متوفرة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more