St. Mark's Place'de bir Kuyumcunun adresi. | Open Subtitles | عنوان ل متجر المجوهرات في مكان القديس مارك. |
Bu fotoğraflar, hırsızlar tarafından Kuyumcunun olduğu muhitte çekilmiş. | Open Subtitles | هذه كانت جميعها مأخوذة من قِبل اللصوص يُراقبون متجر المجوهرات في الحيّ. |
Sonra da öldürüldüğü gece, Kuyumcunun midesinden üç altın sikke çıktığını öğrendim. | Open Subtitles | عندها عرفت بوجود ثلاث عملات مكتشفة في بطن الصائغ في ليلة مقتله |
Hoşuna gitmesi bir yana, hatunun dili çözüldü ve patronu olacak Kuyumcunun Hollanda'ya göndereceği elmasları ofiste nerede muhafaza ettiğini falan ne varsa anlattı. | Open Subtitles | وليس هذا فقط , انها تحب ذلك , وتخبرنى .... كانت تفشى سر رئيسها الصائغ يتنقل الاحجار الكريمة بحرا الى هولندا |
Neden bir yerlerde bir Kuyumcunun sigorta başvurusu yaptığı izlenimini alıyorum? | Open Subtitles | لماذا يخالجني الشعور أن هناك صائغ في مكان ما يُطالب بمبلغ التأمين اليوم؟ |
Hüseyin'in kuyumcuya gittiği... ve Kuyumcunun onu aşağıladığı... sahneyi arıyorum. | Open Subtitles | أبحث عن تلك المشاهد التي يذهب فيها حسين إلى محل المجوهرات ويقوم التاجر بإهانته |
Kısa zaman önce kapanan bir Kuyumcunun kapılarını aldım. | Open Subtitles | أخذت هذه الأبواب من محل مجوهرات والذي اقفل مؤخراً |
Kuyumcunun etrafında dolanıyorsun. | Open Subtitles | تتسكع بالقرب مِن متجر المجوهرات. |
Kuyumcunun kat planı. | Open Subtitles | تخطيط طابق متجر المجوهرات |
Sadece Kuyumcunun onları midesinde saklamaya çalıştığını. | Open Subtitles | -أن الصائغ حاول تخبئتها بمعدته فحسب |
Bu herhangi bir Kuyumcunun doğrulayabileceği etkileyici bir derecedir. | Open Subtitles | إنها إحصائية مذهلة بوسع أيّ صائغ إخباركَ بها لذا |
Ama balayımızda Odelle... Kuyumcunun tarihi yanlış yazmış olduğunu keşfetti... | Open Subtitles | ولكن على العسل اكتشف Odelle التي حصلت على صائغ تاريخ خاطئ على راتبها ... |
Ve işte tekrar burada Kuyumcunun önünde. | Open Subtitles | وها هو مجدداً خارج محل المجوهرات |
Tia Kuyumcunun kolay lokma olması gerekiyordu. | Open Subtitles | تيا)، محل المجوهرات) كان يجب أن يكون سهل |
- Kuyumcunun sahibi. | Open Subtitles | اجل , مالك محل المجوهرات |
O çekiçle birkaç Kuyumcunun camını kırdı. | Open Subtitles | وقام بتكسير نافذة محل مجوهرات. |