"kuzey'e" - Translation from Turkish to Arabic

    • إلى الشمال
        
    • للشمال
        
    • شمالاً
        
    • الى الشمال
        
    • في الشمال
        
    • شمالا
        
    Köle sahipleri Güney'den Kuzey'e mallarının iadesini istemek için gelecekler. Open Subtitles مُلاّك العبيد الذين من الجنوب سياتون إلى الشمال لإستعادة ممتلكاتهم
    Birkaç günlüğüne Kuzey'e gideceğim. Open Subtitles لن أكون متواجدا سوف أسافر إلى الشمال لبضعة أيام
    İhtiyacın olan parayı aldın mı? Yine Kuzey'e gidecek misin? Open Subtitles هل حصلت على المال اللذي تريده، هل ستذهب للشمال ثانية؟
    Tahliye edilmişler ve bu gece Kuzey'e ailesinin yanında kalmaya gidiyorlarmış. Open Subtitles مالية ,وقد تم طردهم وقد توجت شمالاً الليلة للبقاء مع عائلتها
    Serbest bırakılmış köleleri gizlice Kuzey'e taşıyordu ve sanırım bu dehlizler çok işine yaramıştır. Open Subtitles .يعمل بالقطار الارضي فيها نقلوا بسريه عمال محررين الى الشمال وانا اشك بانهم استعملوا كهوفا مثل هذه
    Vazife aşkı beni Kuzey'e çağırıyor. Open Subtitles الواجب والشرف ينادياني في الشمال.
    Tek yapman gereken, sahile ulaşana kadar Kuzey'e doğru gitmek. Open Subtitles وكل ما عليك فعله هو الاتجاه شمالا لتصل الى شاطئنا
    O çocuk hırsızları, çocuklarımızı alıp Kuzey'e götürüyorlar. Open Subtitles خاطفوا الأطفال. انهم يأخذون اطفالنا إلى الشمال.
    Lütfen hemen Kuzey'e dönün ve darbeyi engellemek için elinizden geleni yapın. Open Subtitles رجاءً عد إلى الشمال حالاً و أبذل أقصى جهودك لإيقاف الإنقلاب
    Devasa buz örtüsü parçalanınca, yaşam Kuzey'e geri dönüyor. Open Subtitles متى ما تبدّدت صفيحة الجليد الضخمة، تعود الحياة إلى الشمال
    Babamı hemen geri getirecek, sonra da ordunu alıp Kuzey'e geri döneceksin. Open Subtitles , أنت ستعيد والدي ثم أنت وقواتك ستعودون إلى الشمال
    Eğer isteklerimi yapmazsan seni Kuzey'e geri yollarım. Open Subtitles إذا لم تتبع أمنياتي سأعيدك إلى الشمال
    Lütfen Kuzey'e dönüp, darbeye engel olun. Open Subtitles رجاءً عُد إلى الشمال وأوقفْ الإنقلاب
    Bu yüzden eşyalarınızı toplayın ve ait olduğunuz yere, Kuzey'e dönün. Open Subtitles فمن الأفضل لك أن تحزم حقائبك تعود للشمال حيث تنتمي
    Kuzey'e zirveyi yapmayacağımızı söylememiz için yapıyorlar. Open Subtitles وبهذا يتعمدون إخبارنا بأن نقول للشمال أننا سنوقف القمة
    Adirondacks, Kuzey'e doğru 86. yol. Open Subtitles جبال أديرونداك، الطريق 86 ، يتجه للشمال.
    Demek, af işi iptal olduğu için Kuzey'e kaçıyorlar. Open Subtitles إذن، فهم متجهين شمالاً محاولين الهروب، لقد ذهب العفو أدراج الرياح الآن
    İlk kavşaktan sonra Kuzey'e gideceksin. Beni ara. Open Subtitles حين تعبر أول منعطف على الطريق متجهاً شمالاً إتصل بى
    Şafak söktüğünde Kuzey'e gitmeye niyetliyim. Alplere doğru. Open Subtitles وبحلول الفجر فسأتوجه شمالاً ناحية جبال الألب
    Güney'e tatile gitmiştim ve sonra Kuzey'e seyahat ettim. Open Subtitles حسنا,أتعلمين,أنا قد قضيت أجازة فى الجنوب ثم رحلت الى الشمال
    Lejyon'un Kuzey'e gönderilme emri geldiğinde sonbahardı. Open Subtitles عندما صدرت الأوامر للذهاب الى الشمال ، كنا في الخريف
    Göçebelerin hepsi Kuzey'e dağılmış durumda. Open Subtitles بقية الرحالة منتشرين في الشمال
    Tek yapman gereken, sahile ulaşana kadar Kuzey'e doğru gitmek. Ne? Open Subtitles وكل ماعليك فعله هو الأتجاه شمالا حتى تصل للشاطيء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more