"kuzey-güney" - Translation from Turkish to Arabic

    • الشمال والجنوب
        
    Dünya Bankası'na bir saldırı, Kuzey-Güney çatışması. Open Subtitles دوران هناك تنافس على مستوى العالم ونزاع بين الشمال والجنوب
    Nükleer saldırı tehdidinin Kuzey-Güney Zirvesi'ni protesto amaçlı olduğuna inanıyorum. Open Subtitles أعتقد بأن تهديد الإنفجار النووي يأتي احتجاجاً على القمة التي ستقام بين الشمال والجنوب
    Kuzey-Güney Zirvesi'nin hazırlıklarını başlatmak ve NSS'i bu hazırlıklardan uzak tutmak konusunda çok düşündüm. Open Subtitles قبل الشروع في هذه القمة بين الشمال والجنوب بإستثناء منظمة الأمن القومي من التخطيط الأولي لقد فكرت كثيراً بالموضوع
    Bir sürü masum insanın Kuzey-Güney savaşına kurban edilmesine izin veremem. Open Subtitles ولكن لا أستطيع السماح بالتضحية في المواطنين باعتباره سبباً لإقامة حرب الشمال والجنوب
    Daima Kuzey-Güney ekseninde inşa edilirler bu yüzden de mimarlarına pusula termiti adı verilir. Open Subtitles إنها دائما تبنى على محور الشمال والجنوب وهذا كان سبب تسمية بنّاؤوها بـ بوصلة النمل الأبيض
    Kuzey-Güney Kırmızı Bölge Toplantısı Hazırlıkları Open Subtitles تحضيرات لإجتماع صليب أحمر "الشمال والجنوب"
    Ama doğuya doğru bu kayalar Kuzey-Güney doğrultusunda sarp sıradağlar oluşturarak Yunnan eyaletini boydan boya ayırmıştır: Open Subtitles ولكن الى الشرق وقد التوى الصخور بين الحافات الحادةالى السلسلة بين الشمال والجنوب , من خلال تخفيض قلب يونان ,
    Hindistan doğumlu, Amerika'da yaşayan Fransız asıllı biri olarak umudum bu yapay Kuzey-Güney ayrımını aşarak tüm dünyadaki girişimcilerin bu ortak yaratıcılığından yararlanmak ve kıymetli gezegenemizi koruyarak dünyadaki herkesin yaşam kalitesini arttıracak basit ve ucuz çözümler üretmek. TED كمواطن فرنسي هندي الميلاد الذي يعيش في الولايات المتحدة، أملي هو أن نتجاوز هذا الانقسام الاصطناعي بين الشمال والجنوب حتى نتمكن من تسخير عبقرية العمل الجماعي للمبدعين من جميع أنحاء العالم للمشاركة في إيجاد حلول مقتصدة التي من شأنها تحسين نوعية الحياة لكل فرد في العالم، مع الحفاظ على كوكبنا الثمين.
    Kuzey-Güney. Open Subtitles الشمال والجنوب.
    Lula, sorunlarla, çelişkilerde dolu, ama yaptığı şeylerden bir tanesi, Kuzey-Güney diyaloğunun alışılagelmiş dengesini, yepyeni bir küresel işbirliği tarzı tarafına kaydıran bir uluslararası ilişkiler fikri ortaya koyuyor. TED إذاً "لولا"، إنه ملئ بالمشاكل، ملئ بالتناقضات، لكن أحد الأشياء التي كان يفعلها هي، إنه يضع قدماً فكرة كيفية الضلوع في العلاقات الدولية التي تنقل التوازن كلياً من النوع العادي لحوال الشمال والجنوب إلى نوع جديد كلياً من التعاون الدولي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more