kuzeybatıya gidecekler, arayı iyice açacaklar ve sonra da istasyona geri dönecekler. | Open Subtitles | الشمال الغربي وضعوا مسافة بقدر مايستطيعون ومن ثم يقوموا بالدوران إلى المحطة |
Pekala. kuzeybatıya gidiyoruz. Şu taraf. | Open Subtitles | حسناً، سنتجه إلى الشمال الغربي من هنا، سر |
Horatio yüzü kuzeybatıya dönük olarak aşağı yukarı orada duruyordu. | Open Subtitles | هوراشيو كان يقف ما يقرب من هنا، متوجه صوب الشمال الغربي عندما اضطلع سلاحه. |
O İzlandalılar yatırımlarını kuzeybatıya getirirken nasıl heyecanlandığımızı anlatamam. | Open Subtitles | لن تتخيل مدى حماسنا، بشأن إستقدام إستثمار آيسلندي إلى المنطقة الشمالية الغربية |
O İzlandalılar yatırımlarını kuzeybatıya getirirken nasıl heyecanlandığımızı anlatamam. | Open Subtitles | لن تتخيل مدى حماسنا، بشأن إستقدام إستثمار آيسلندي إلى المنطقة الشمالية الغربية |
Rüzgarın ne zaman kuzeybatıya eseceğini bilirim. | Open Subtitles | عندما تهب الرياح فى الشمال الغربى |
Torres'in bu olaydan sonra kuzeybatıya doğru ilerlediğini düşünüyordu. | Open Subtitles | اعتقد ان الاب تورس توجه الى بعد ذلك للشمال الغربى |
Tepe boyunca kuzeybatıya gideceğiz sonra da vadiden geçeceğiz. | Open Subtitles | سنذهب للشمال الغربي على طول الجسر وسنقطع الوادي |
22. Cadde'de, kuzeybatıya gidiyor, Monroe Üniversite Hastanesi'nde. | Open Subtitles | إنه في شمال غرب الشارع الثاني و العشرين، |
Eğer nehir boyunca kuzeybatıya gittilerse daha uzun zaman alır ama kestirmeden Chaiyu Geçidini geçebilirler. | Open Subtitles | الشمال الغربي عبارة عن ممر مائي ولكنهم سيطئون سيذهبون عبر جويو |
Kuzeydoğudan esen rüzgarı arkamıza alarak, kuzeybatıya doğru ilerliyoruz. | Open Subtitles | مع هبوب رياح الشمال الشرقي .. نحن نبحر شمالاً , نحو الشمال الغربي |
Kasaba merkezindeyiz. kuzeybatıya doğru kaçtılar. | Open Subtitles | نحن في منتصف البلدة لقد توجها نحو الشمال الغربي |
O pusulaya göre kuzeybatıya gidiyoruz | Open Subtitles | بحسب هذه البوصلة فإننا متجهون إلى الشمال الغربي |
- kuzeybatıya gitmeliyiz. | Open Subtitles | نحن بحاجة للتوجة ناحية الشمال الغربي ماذا؟ |
Bir CCTV görüntüsü ve üç tweet Bay Reddington ve Ajan Keen'in Reservor'i geçtikten sonraki Foxhall Yolunda kuzey/kuzeybatıya gittiğini işaret ediyor. | Open Subtitles | تؤكد أن السيد ريدينجتون والعميلة كين مُتجهين إلى الشمال الغربي على طريق فوكسهال |
Evet, izler kuzeybatıya gidiyor. | Open Subtitles | أجل , وتلك الآثار متجه إلى الشمال الغربي. |
Baylar, kuzeybatıya doğru daha önce emsali görülmemiş bir maceraya başlamak üzereyiz. | Open Subtitles | ايها الرجال, نحن علي وشك البدء برحلة لم يسبق لها مثيل نحو المنطقة الشمالية الغربية العظيمة |
Saldırganların kuzeybatıya Colorado Nehri'ne doğru gittiğini sanıyoruz. | Open Subtitles | على ما أظن في قمة المنطقة الشمالية الغربية نحو نهر كولورادو |
- kuzeybatıya gidin dedi! | Open Subtitles | لقد قال لنا اتجاه الشمال الغربى |
Perla'da eşeklerimizi alacağız ve kuzeybatıya hareket edeceğiz. | Open Subtitles | "سنشترى البغال من "بيــرلا ثم نتجة للشمال الغربى بعيداً عن خط السكة الحديد |
Şafaktan hemen önce Katrina, kıyıdan kuzeybatıya doğru ilerlemeye başladı. | Open Subtitles | قبل الفجر سيصل إعصار كاترينا إلى شمال غرب الساحل |
Ama söyleyebildiğim kadarıyla kuzeybatıya doğru gidiyor. | Open Subtitles | بأنّه اتّجه نحو الشمال الشرقيّ |