Kyoto'dan yarım saatte Osaka ve Nara'ya gidebilirsin. | Open Subtitles | ..ساعة من كيوتو ..تستطيع الذهاب الى اوساكا او نارا |
Bunu FedEx'd, Kyoto'dan aldım. | Open Subtitles | طلبت التصاميم بالبريد السريع من كيوتو |
Kyoto'dan yollattım. | Open Subtitles | طلبت التصاميم بالبريد السريع من كيوتو |
Uzakdoğu ekibimiz sonunda rapor gönderdi. Hem de Kyoto'dan. | Open Subtitles | فريقنا في الشرق الأقصى بعث بتقريرٍ للتو, إنها من "كيوتو" |
Bu da bizi Enstitü'nün Kyoto'dan ithal ettiği kendi zen bahçesine getiriyor. | Open Subtitles | والذي يقودنا إلى مقر حديقة زن بالمعهد مستوردة من "كيوتو" |
Kyoto'dan bir davetiye mektubu. | Open Subtitles | إنها رسالة دعوة من كيوتو |
Kyoto'dan gelen önemli bir konuktur! | Open Subtitles | - إنه ضيفٌ كبير من كيوتو. |
Yani doğru şeyleri söylüyorlar ve içlerinden her kim seçilirse, doğru şeyi yapacak olabilir, ama sizlere şunu söyleyeyim: 1997 yılında Kyoto'dan büyük bir başarı gerçekleştireceğimiz için büyük bir mutluluk duygusu ile geri döndüğümde, ve ABD Senatosu karşısına çıktığımda, 100 senatörden sadece bir tanesi bu antlaşmayı onaylamak için, kabul etmek için oy vermek istiyordu. Adayların söyledikleri insanların söyledikleri ile yan yana koyulmalıdır. | TED | ولذلك فهم يقولون الأشياء الصحيحة وربما مهما كان المنتخب - ربما يفعل الشيء الصحيح ولكن دعوني أخبركم: عندما عدت من كيوتو في عام 1997 وكان لدي شعور بالغ بالسعادة بأننا حققنا تقدماً هنا ثم واجهت مجلس الشيوخ الأمريكي كان هناك واحد فقط من بين 100 عضو يريد التصويت للتأكيد، للتصديق على الاتفاقية. مهما كان رأي المرشحين فلابد أن يراعى معه رأي الناس |