"lüksümüz" - Translation from Turkish to Arabic

    • رفاهية
        
    • الرفاهية
        
    • الترف
        
    • ترف
        
    • يُمكننا تحمّل
        
    • يمكننا تحمل
        
    Konuşma hastalıklarıyla doğanlar için önceden kaydedilmiş ses örneklerine sahip olmak gibi bir lüksümüz yoktu. TED لم تكن لدينا رفاهية الحصول على مقاطع مسجلة لهؤلاء الذين وُلدوا باضطراب في الكلام.
    Şu anda normal karşılama gibi bir lüksümüz yok. Open Subtitles نحن ليس لدينا رفاهية العيش بطبيعية حالياً
    Bizim de çıkmaza girmiş bir hükümet olma lüksümüz yok. Open Subtitles ليست لدينا الرفاهية لنكون وضعية حكومية غير قابلة للتسوية
    Sizden öncekilere saygısızlık etmek istemem ama, işleri yaparken eski yöntemleri kullanma gibi bir lüksümüz yok, Julie. Open Subtitles ليس تقليلا من عمليتك ولكن ليس لدينا تلك الرفاهية فى عمل الأشياء بالطريقة القديمة يا جولى
    Fakat bizim pişman olmak gibi bir lüksümüz yok. Open Subtitles لكن لم نعد نملك ذالك الترف المسبق للتحسر عليه
    Ancak bundan böyle güvenli yolu arama lüksümüz yoktur! Open Subtitles لكننا لا نستطيع تحمل ترف سلامة اللعبة الآن
    Daha fazla zaman kaybetme lüksümüz yok. Open Subtitles لا يُمكننا تحمّل خسارة المزيد من الوقت.
    "Hong Kong, İngiliz yönetiminin son günü." Affedin beni Konsolos Han ama ben sizin kadar değerli birini kaybetme lüksümüz olduğunu düşünmüyorum. Open Subtitles أعذرنى ايها السفير ،هان لكنى لا اعتقد بأنه يمكننا تحمل فقد رجل من شخصياتك العالية
    Bir şeyi nerede ve ne zaman önemsemek isteyeceğimize dair lüksümüz yok! Open Subtitles ليس لدينا جمعيًا رفاهية متى وأين نهتم بشيء ما.
    Sabit takımlara sahip olma lüksümüz yok. TED نحن لا نمتلك رفاهية الفرق المتزنة.
    Güçsüz olduğumuz bahanesine sığınma lüksümüz artık yok. TED إننا لا نملك رفاهية الشعور بالعجز.
    Edgar, ne zamandan beri "zaman" gibi bir lüksümüz var? Open Subtitles منذ متى ولدينا رفاهية الوقت الكافي؟
    Her zaman böyle bir lüksümüz yok. Open Subtitles ..ونعم قد يتطلب وقت، لكن نحن لا نملك تلك الرفاهية دوماً
    Çünkü, eğer Nashville'de bulamazsınız iki saat uzaklıktaki Birmigham'a gidebilirsiniz, ve istediğinizi elde edersiniz. Eğer Cleveland'da bulamazsanız Cincinnati'ye gidersiniz. Bizim bu lüksümüz yok, dolayısıyla olmasını sağlıyoruz. TED لأنه إذا لم تستطع الحصول عليها في ناشفل، يمكنك السفر إلى برمنجهام على بعد ساعاتين، يمكنك الحصول عليها. إذا لم تستطع الحصول عليها في كليفلاند يمكنك الذهاب إلى سنسناتي. نحن لا نملك تلك الرفاهية لذلك يجب علينا أن نجعل الأشياء تحصل
    Malesef o lüksümüz yok Bob, esnekliğinden dolayı seni seçtim. Open Subtitles (لسوء الحظ, ليست لدينا هذه الرفاهية يا (بوب لقد إخترتُك لمرونتك
    - Böyle bir lüksümüz yok. Open Subtitles -نحن لا نملك تلك الرفاهية
    Bu dünya bir iplik tarafından sallanıyor, yarbay ve sizden farklı olarak, işler zorlaştığında daha iyi bir yer için ayrılmak gibi bir lüksümüz yok. Open Subtitles هذا العالم يتعامل مع تهديد أيتها العقيد ، وعلى عكسكِ نحن الباقون لن نكون عندنا الترف للتوجه إلى مكان أفضل عندما تصبح الأشياء قاسية
    Öyle bir lüksümüz olduğunu sanmıyorum, Çavuş. Open Subtitles طرق ملائمة -لا أعتقد أن لدينا هذا الترف.. أيها الرقيب
    Bu konular üzerinde akademik tartışma yapma lüksümüz yok. Open Subtitles وليس لدينا ترف النقاش الأكاديمي لمثل هذه القضايا
    Kaçma lüksümüz yok. Open Subtitles فنحن لا نملك ترف الهروب
    Daha fazla zaman kaybetme lüksümüz yok. Open Subtitles لا يُمكننا تحمّل خسارة المزيد من الوقت.
    Biz Almanların, onları yakma lüksümüz vardı. Open Subtitles نحن الالمان يمكننا تحمل تدميرها
    Ve şu anda hata yapma lüksümüz yok. Open Subtitles ولا يمكننا تحمل القيام بالأخطاء الاَن

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more