| Araştırma laboratuarındaki bazı eski iş arkadaşlarıyla konuştuk. | Open Subtitles | لقد تحدثنا الى بعض من زملائه السابقين فى معمل الأبحاث |
| Fakat birisi bu sabah Clark'ın laboratuarındaki durum raporlarını silmiş. | Open Subtitles | -لا لكن شخصٌ ما مسح تقرير الحالة من معمل "كلارك" هذا الصباح |
| Dr. Hale'in laboratuarındaki yangından çıkartılmış. | Open Subtitles | لقد نجا من الحريق فى معمل الطبيبه هايل |
| Polis zarf üzerindeki parmak izlerini kontrol edeceğini söyledi ama suç laboratuarındaki sırayı dikkate alırsak, çabuk halledileceğini sanmam. | Open Subtitles | الشرطة قالت انهم سيتحققوا من بصمات الاصابع على المظروف لكن بالاخذ فى الاعتبار المدة العادية لمختبر الجرائم |
| Jennings'in laboratuarındaki kapıyı programlayın lütfen. | Open Subtitles | أعد برمجة الباب لمختبر جينينجس، رجاءا |
| Binbaşı Carter'ın laboratuarındaki çiçekleri hatırladın mı? Masanın üstündekileri? | Open Subtitles | تتذكّري الزهور في مختبر ميجور كارتر التي على المنضدة؟ |
| Abby'nin laboratuarındaki tüm o bulaşıcı hastalık dosyaları. | Open Subtitles | جميع حالات العدوى فى معمل آبى |
| Dr. Carlson'ın laboratuarındaki kazayla aynı zamana rastlamış. | Open Subtitles | (تزامن مع حادثة معمل د. (كارلسون ... |
| Dr. Carlson'un laboratuarındaki patlamayı araştırmanı istiyorum. | Open Subtitles | (الخاص بإنفجار معمل د. (كارلسون ... ! |
| Deniz İstihbarat laboratuarındaki güvenlik ekibinin dediğine göre Astrid kaçmaya çalışırken bir metal detektörden geçmiş ve alarmı tetiklemiş. | Open Subtitles | إذا الفريق الأمني لمختبر إستخبارات البحرية قالو بأن (أستريد) حاولت التسلل من خلال كاشف المعادن وأطلفت الإنذار |
| Anatomi laboratuarındaki canlı kurbağaları biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | حتى تعرف كيف تعيش الضفادع في مختبر التشريح؟ |
| NASA'nın Jet Propulsion laboratuarındaki genç bir öğrenciden, Jüpiter'e uçuş için gereken yörüngeleri hesaplaması istendi. | Open Subtitles | إنه طالب صغير في مختبر "الدفــع النفـّاث فى "ناسا طُلب منه حساب مسار المنحنى "للرحــلة الـى "الـمـشـتـري |