laboratuvarımın en büyük katkılarından birisi sert ve yumuşak maddeleri çok, çok küçük mekanizmaların içerisinde birleştirmeleri oldu. | TED | لذلك أحد أكبر المساهمات المقدمة من مختبري هي الجمع ما بين المواد الصلبة والمرنة في آليات صغيرة للغاية. |
Şehir hazinesinden bir milyar dolar tam dokunulmazlık ve insanlığın iyiliği için yeni geleceği belirleyen insan hayvanlara yardım edecek araştırmalarıma devam edebilmem için laboratuvarımın yeniden kurulması. | Open Subtitles | بليون دولار منْ خزانة هذه المدينة المناعة الكاملة مِنْ القانون وان يعود مختبري |
Ve siz işe yaramaz bir lazer makineniz için laboratuvarımın ölçüsünü almaya başlamışsınız bile. | Open Subtitles | و ها أنتم ذا تقيسون أبعاد مختبري من أجل إحدى أجهزتكم الليزرية |
Şükürler olsun ki laboratuvarımın çoğu benimle geldi ve ben de burada kürenin bir ikizini yapabildim. | Open Subtitles | لذا فمن حسن الحظ، أن معظم محتويات مختبري انتقلت معي, وفي ذات الوقت, كنتُ قادراً على بناء بلّورة أخرى. |
Los Angeles'teki laboratuvarımın basılacağını nasıl biliyorsam. | Open Subtitles | بنفس الطريقه التي عرفت أن مختبري في"لوس انجلوس"قد تعرض للكشف |
Bu poster laboratuvarımın dışında asılı. | Open Subtitles | ذاك الملصق خارج مختبري. |
- laboratuvarımın önünden geçmiş! | Open Subtitles | لقد مرّ بالقرب من مختبري. |
laboratuvarımın pirinç bağışıklık geni keşfini yayınladığı ay içerisinde arkadaşım ve meslektaşım olan Dave Mackill ofisime uğradı. | TED | الآن، في ذات الشهر الذي نشر مختبري فيه اكتشافنا المتعلق بمورثة المناعة في الأرز، توقف صديقي وزميلي (ديف ماكيل) في مكتبي. |