"lagos'ta" - Translation from Turkish to Arabic

    • في لاغوس
        
    Bir akşam, Lagos'ta Louis ve ben arkadaşlarla dışarı çıktık. TED وفي ليلة في لاغوس خرجت أنا ولويس مع بعض الأصدقاء.
    Lagos'ta yaşayan ve on beş yaşında olan ikiz kız yeğenlerim var. TED لدي ابنتا أخت وهما توأمان عمرهما 15 سنة تعيشان في لاغوس.
    Adamların onlarla Lagos'ta ilgilenecek sanıyordum. - Bir problemimiz vardı. Open Subtitles اعتقدت أن رجالك سوف يتولون أمرهم في لاغوس
    Evet Doctor Rojas. Lagos'ta kalmanızı arzu ederdim. Open Subtitles أيتها الطبيبة روجاس كان من الأفضل لو بقيتي في لاغوس
    Lagos'ta mümkün olan ve olmayan çok şey vardır ve genellikle aradaki fark sizin kim olduğunuzda ve şanslıysanız kime yakın olduğunuzda yatar. TED هناك الكثير مما هو محتمل في لاغوس والكثير مما هو غير محتمل، وغالبا الاختلاف بين الإمكانية والإستحالة يكون ببساطة من تكون، وإذا كنت محظوظًا بما فيه الكفاية، من الذين تتصل بهم.
    Artık Basil için çok geç, fakat Magdala için değil, yüzbinler için ve Lagos'ta veya herhangi bir şehrimizde tehdit altında olan milyonlar için değil. TED لقد فات الأوان الآن بالنسبة لباسل، ولكن ليس بالنسبة لمجدالينا، ليس بالنسبة لمئات من الألوف، أو الملايين الذين ما زالوا معرضين للخطر في لاغوس أو أي من مدننا،
    Her yaz, Lagos'ta, yazarlık seminerleri veriyorum. Ve, ne kadar çok insanın başvurduğu, ne kadar insanın yazmaya ve hikaye anlatmaya istekli olduğu, bana hayret veriyor. TED أقوم بتدريس ورش عمل عن الكتابة في لاغوس كل صيف. ومن المدهش بالنسبة لي هو عدد المتقدمين، كم من الناس توّاق للكتابة، ليحكوا قصصاً.
    Geriye kalan herkes ise bu adamla beraber, aile oyunları ve vücut geliştirme cihazlarını Lagos'ta bir otobanda yavaş trafikte satmaya çalışıyor. TED والباقون مع هذا الشخص. يبيعون لوحات الألعاب ومعدات كمال الأجسام في منطقة تباطؤ على الطريق السريع في (لاغوس).
    ve simdi? Uc. Yani, bu insanlar ve inanin bana sadece polisler degil Lagos'ta taksileri kullaniyolar, hepimiz kullaniyoruz. ben de bunlarin bir tanesinin icindeydim ve ben de kask kullanmiyordum TED إذاً، حينما يكون هذا النوع من هؤلاء الناس--وصدقوني ليسوا فقط رجال الشرطة من يقومون باستخدام سيارات الأجرة هذه في لاغوس, بل كلنا ، ولقد استخدمتها شخصياً، وأنا لم اكن ارتدي القبعة الواقية حتى.
    Geleneksel olarak münzevi bir hayat süren Wakandalılar çatışma yaşandığında bir sosyal yardım görevi için Lagos'ta bulunuyorlardı. Open Subtitles "و(واكاندا) المنعزلون كانوا في مهمة توعية في (لاغوس) اثناء وقوع الهجوم".
    İlk romanımı yayınladıktan kısa bir süre sonra, röportaj için Lagos'ta bir TV kanalına konuk oldum. Orada bir hizmetli olarak çalışan bir kadın yanıma gelerek dedi ki, "Romanınızı gerçekten beğendim. Sonunu beğenmedim. TED بعد وقت قصير من نشره لأول رواياتي ذهبت الى محطة تلفزيونية في لاغوس لإجراء مقابلة. والمرأة التي تعمل هناك كمراسلة جاءت اليّ وقالت، "لقد أحببت روايتك حقاً. لم أكن أحب أن تنتهي .
    Geçen ay, Nijerya Lagos'ta meydana gelen İntikamcılar ile bir grup paralı asker arasında yaşanan çatışmada öldürülenlerin arasında 11'i Wakandalı da vardı. Open Subtitles "هناك 11 (واكاندا) من بين أولئك القتلى خلال الأشتباك" "الذي وقع بين "المنتقمون" ومجموعة من المرتزقة في (لاغوس)، (نيجيريا) الشهر الماضي".

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more