"larını" - Translation from Turkish to Arabic

    • حمضها
        
    • النووي الخاص
        
    Birisi, tarih öncesi kehribardan DNA'larını çıkarak dinazorları tekrar yapıyor. TED شخص ما قام بإعادة هندسة الديناصورات باستخراج حمضها النووي من عنبر عصور ما قبل التاريخ.
    İlk bulduğumuz şey dünya dışı olmadıklarıydı çünkü DNA'larını Dünya üzerindeki her şeyle eşleştirebildik. TED لذلك أول شيء اكتشفناه أنها ليست أجنبية، لأننا يمكن أن نطابق حمضها النووي مع كل شيء آخر على الأرض.
    Işığa duyarlı bakteriler DNA'larını karanlıkta güvenle değiş tokuş edebilmek için yoğun ışıktan kaçarlar. Open Subtitles البكتيريا الحساسة تبتعد عن الضوء القوي لتتبادل حمضها النووي بأمان في الظلام.
    Virüsler bir hücreye bulaştıklarında DNA'larını enjekte ederler. TED عندما تصيب الفيروسات خلية ما، فهي تحقن الحمض النووي الخاص بها في الخلية
    Eğer size daha önce anlattığım hikayeyi özetlemek istersek Şöyle bir şeyler söyleyerek başlayabiliriz; "Bu virüsler Dna'larını bir bakteriye aktararak kendilerinin kopyalarını yapmaktadırlar." TED إذا أردنا تلخيص القصة التي أخبرتكم بها سابقاً، يمكننا البدء بقول شئ مثل ، "إن هذه الفيروسات تعمل نسخاً من نفسها باسقاط الحمض النووي الخاص بهم داخل البكتريا."
    Siz bir insansınız ve tam da şu anda hayattasınız çünkü onlar hayatta kalmayı başararak DNA'larını yaşamın tarihinin en tehlikeli zamanlarından geçirerek aktardılar. Open Subtitles أنت إنسان و حي في هذه اللحظة تحديداً لأنها نجحت في الصمود و نقل حمضها النووي خلال واحدة من أكثر الفترات غدراً
    Bu yüzden Razib ve iş arkadaşları nasıl bu kadar dost canlısı olduklarını anlamak için DNA'larını araştırıyor. Open Subtitles لذا قامَ (رازيب) و زملائه بالنظر في حمضها النووي لرؤية كيفَ اصبحت ودودةً إلى هذا الحد.
    Sadece deniz suyunu alıyoruz ve filtreliyoruz ve sonra bu filtrelerden değişik büyüklükteki organizmaları topluyoruz. Daha sonra bunların DNA'larını Rockville'deki laboratuvarımıza götürüyoruz, ve burada genetik koda ait yüzlerce milyon sayıda olan karakterleri her 24 saatte bir sıralıyoruz. TED نحن نأخذ فقط مياه البحر ونقوم بفلترتها، ونقوم بأخذ أحجام مختلفة على مرشحات مختلفة. ثم نأخذ حمضها النووي (DNA) إلى مختبرنا في روكفيلي، حيث يمكننا سلسلة مئات الملايين من رموز الشفرة الجينية كل 24 ساعة.
    Fletcher Marshall ve Joel Summers'ın DNA'larını karşılaştırdık. Open Subtitles لقد اجرينا مضاهاة للحمض النووي الخاص بـ(فلتشر مارشال) و(جويل سامرز)

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more