Tesisatçı kardeşini de arar mısın, yukardaki lavabonun işi bitmiş. | Open Subtitles | كلمي أَخَّاكَ ، السبّاك ، ذلك الحوض العلوي يسرب الماء |
Ama hâlâ o lavabonun altına bakmana ne sebep oldu bilmek istiyorum. | Open Subtitles | لكن لا زلت اريد المعرفة لكن مالذي جعلك تنظر اسفل ذلك الحوض |
Resimler de banyoda, lavabonun üzerinde. - Hemen gitmen gerek. | Open Subtitles | الصور في الحمام العلوي على الحوض يجب أن تذهب الاَن |
Plastik bardağını ya da pet şişeni lavabonun altındaki çöpe atarsın. | Open Subtitles | ترمي كوب غراندي أو زجاجة بيبسي في القمامة التي تحت المغسلة |
lavabonun önünü kapattığınızı söyledin. Bence abartıyorsun. | Open Subtitles | قلت بأنّك كنت تمنعين المغسلة أعتقد أنك تبالغين |
Bak, lavabonun altındaki sigara kutusu bunlarla dolu yani canın istediğinde gelip onları alabilirsin. | Open Subtitles | حسنا .. انظري .. يوجد طندوق مليئ بالسجائر تحت المغسلة |
Banyodaki lavabonun altına bir kutu sarımsak tuzu oldukça şüpheli biçimde saklanmış. | Open Subtitles | علبة تحتوي علي ملح وثوم مخبئة بطريقة مريبه داخل الحوض فى الحمام |
Evet, lavabonun üzerindeki dolapta biraz olacak. | Open Subtitles | لقد أوشك على الانتهاء آجل ، يوجد بعضاً منه في الخزانة فوق الحوض |
Sürünmüş ve lavabonun üzerine yığılıp kalmış lavabo da kırılmış onun düşüşüyle. | Open Subtitles | لقد سمم نفسه وانهار في الحوض. فكسره عند سقوطه. |
Her yer yeşil, su damlıyor, lavabonun içinde. | Open Subtitles | إنها خضراء وتَرشَح بالماء, وهى فى الحوض. |
Bunu yapma. lavabonun yanına koymamalıydım. | Open Subtitles | لا، لا يمكن هذا ما كان عليَّ وضعه بالقرب من الحوض |
Kolyesiz dışarı çıkmak zorunda kalmamak için lavabonun altında mücevher temizleyicin var. | Open Subtitles | تبقين منظفاً للمجوهرات أسفل الحوض كي لا تقضي يوماً دونه |
Kimyasal çürümeye göre lavabonun Grady öldürüldükten sonra kullanıldığını söyleyebilirim. | Open Subtitles | أستطيع أن أقول أيضا من قبل التحلل الكيميائي التي تم استخدامها في الحوض بعد اغتيل جرادي يغسل يديه القاتل |
lavabonun altından sıvı sabun getirsene. | Open Subtitles | أحضر لي بعض الصابون السائل من تحت المغسلة |
Yıkamam! O bulaşıklar benim erkekliğim! Erkekliğimi o lavabonun içerisinde ketçap ve makarnayla kalıplaşmış hâlde bırakmak istiyorsam... | Open Subtitles | لا ، تلك الأطباق هي رجولتي وإذا أردت أن تبقى رجولتي في المغسلة ملطخة بالكاتشب والمعكرونة |
Bak, alt kattaki lavabonun altında ne buldum. - Yağlı kağıt mı? | Open Subtitles | حسناً، أنظر ما وجدت بالطابق السفلي تحت المغسلة. |
Suyum geldiğimde, lavabonun önünde lahana turşusu yiyordum. | Open Subtitles | و أنا كنت بالمطبخ واقفة بجانب المغسلة , أكل المخلل الملفوف عندما سألت مياه الحمل |
Tuvalette. lavabonun üzerindeki havalandırma bölümünde. | Open Subtitles | في المرحاض عند فتحة التهويه التي فوق المغسلة. |
Şuna da bakın hele. Yumurtalar lavabonun yanında. Bunlar oraya yakışmamış. | Open Subtitles | حسناً ، أنظر الي هذا ، البيض بالقرب من المغسلة |
Onun sekiz farklı maden suyu için yeri var, bense peynirimi lavabonun altında saklamak zorundayım. | Open Subtitles | وأنا يَجِبُ أَنْ أَبقي علبتي جبنِ الرذاذِ تحت المغسلةِ. |
-Evet, ürünün lavabonun altındaki.. | Open Subtitles | أجل , الأشياء ؟ وضعته في الرف تحت المغسله |
Tabak yıkamayayım diye lavabonun başında yemek yerim. | Open Subtitles | أنا آكل على المجلى حتى لا أغسل الصحون |
Şu küçük lavabonun burada olması çok güzeldi. | Open Subtitles | من الرائع وجود مغسلة صغيرة هنا |
400 dolarlık hayvanlar sorusu lütfen. lavabonun altında parfüm buldum. | Open Subtitles | لقد وضعت بعضاً من العطر الخاص بك من تحت حوض المياه |