Jeanine'le tanışmadan önce, hayatım tam bir rezaletti. | Open Subtitles | قبل أن أقابل (جينين), حياتي كانت فوضوية. |
Biliyor musun, Johnny'le tanışmadan önce, müstehcenlik ya da bir otelin kara listesi nedir bilmiyordum. | Open Subtitles | قبل أن أقابل (جوني) لم أشعر أبداً بطعم الفساد أو القائمة السوداء الفندقيّة |
Hal'le tanışmadan önce Ralph adında bir çocukla nişanlıydım. | Open Subtitles | قبل أن أقابل (هال)، كنت مخطوبة (لذاك الشاب (رالف |
Elise'le tanışmadan önce tek istediğim buydu. | Open Subtitles | قبل أن ألتقي بـ(إليس) ذلك كل ما كنتُ أهتم بهِ |
Ve sonra, Doktor Esselstyn'le tanışmadan önce iki kalp krizi geçirdim. | Open Subtitles | و من ثم، تعرّضت... تعرّضت لنوبتي قلب (قبل أن ألتقي الطبيب (إسيلستن. |
Trent'le tanışmadan önce İskoç eteğinde pişmiş, fırında patates gibiydi. | Open Subtitles | أجل، قبل أن تقابل (ترينت) كانت تبدو كبطاطا مخبوزة في تنورة |
Dave ve Maxine'le tanışmadan önce evlat edinme meselesiyle ilgili bana sormak istediğin bir şey var mı? | Open Subtitles | هل هناك أي شيء تود سؤالي إياه عن التبني قبل أن تقابل (ديف) و(ماكسين)؟ |