1839 yılında, Dresden'dan Leipzig'e uzanan ilk demiryolu hattı için... | Open Subtitles | للخط الرئيسي الأول من دريسدن الى لايبزيغ في 1839. |
Leipzig'deki bir sahafa kadar takip ettik ve sonra da Portland'a. | Open Subtitles | لقد تتبعنا ذلك لتاجر الكتاب في لايبزيغ ثم هنا لبورتلاند. |
Leipzig'deki fiyaskodan sonra cidden seni dinleyeceğimi mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل حقاً تعتقد اني سأستمع إليك حتى بعد ذلك الفشل في [ ليبزيج ] ؟ |
Nişanlınız asistanınız olarak Leipzig'de çalışmak istiyor. | Open Subtitles | ان خطيبتك تريد العمل كمساعدة لك فى ليبيز |
Bunlar Bay Andrews, Bay Ose, Bay Leipzig Charlie'yi tanıyorsunuz zaten. | Open Subtitles | أعرفك بالسيد اندروز والسيد أوزي سيد لايبزيج وطبعا تشارلي دكتور ديلي وسيد فيرنون -سعدت بلقائك |
Leyden'de okudum ve Leipzig'de Dreyfuss ile anatomiyi ilerlettim. | Open Subtitles | دَرستُ في "ليدن" ، ثمّ "عِلْم التشريح الأعلى مَع "دريفوس" في "ليبزج |
Gustaf Meyerheim, Leipzig'li deli aşık. | Open Subtitles | (جوستاف مايرهايم) المحب الشديد من (ليبزيك) |
Leipzig Max Planck Enstitüsü'nden Tania Singer ile beyindeki empati ve şefkat ağlarının farklı olduğunu gösterdik. | TED | بصحبة تانيا سنجر في معهد مامس بلانك في مدينة لايبزيغ الصناعية، وضَّحْنا أن شبكات الدماغ تختلف حين يتعلق الأمر بالرفقة الطيبة. |
Dur sana bir şey sorayım. Leipzig'de eksenel kimya gördün mü sen? | Open Subtitles | دعني اسألك سؤالا هل درست الكيمياء المحورية في (لايبزيغ)؟ |
"Leipzig" olacak. Şimdi de Almanya'dan mı nefret mektupları geliyor? | Open Subtitles | تقصدين (لايبزيغ)، هل تصلني، الآن رسائل الكراهية من ألمانيا |
Vandal Savage'nin bilinen son yeri olan Leipzig, Almanya'ya geldik. | Open Subtitles | - 1975)'' وصلنا (لايبزيغ) بـ (ألمانيا)، الموقع المرجح لـ (فاندال سافاج) حالياً |
Leipzig'deki fiyaskodan sonra cidden seni dinleyeceğimi mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل حقاً تعتقد اني سأستمع إليك حتى بعد ذلك الفشل في "ليبزيج"؟ |
Leipzig'deki fiyaskodan sonra cidden seni dinleyeceğimi mi sanıyorsun? | Open Subtitles | هل حقاً تعتقد اني سأستمع إليك حتى بعد ذلك الفشل في [ ليبزيج ] ؟ |
Leipzig'de artık ders vermeyebilirim. Heinrich'in bana iyilik sözü var. | Open Subtitles | وربما أنتهي بالتدريس في (ليبزيج) (هينريك) يدين لي بمعروف |
Resmi Leipzig Berlin otobüsünün rotasından gidiyoruz. | Open Subtitles | ولكننا نسير فى نفس المسار المعتاد من ليبيز الى برلين |
Benim peşinde olduğum bilgi, Leipzig Üniversitesi bilim adamlarından birisinin kafasında. | Open Subtitles | المعلومات التى اسعى وراءها موجودة داخل عقل عالم فى جامعة ليبيز . |
Ama bu Leipzig'deki profesör, çözdü ? | Open Subtitles | ولكن البروفيسير ليبيز هذا يمكنه ذلك ؟ |
Ben de Leipzig yakınlarındaki Neunhagen şubesi sekreteriyle yer değişimi için seçildim. | Open Subtitles | ولقد تم اختيارى للتبادل مع سكرتير فرع "(نون هاجن)"... "(قرب" ( لايبزيج. |
Leipzig Doğu'da değil mi? Duvarın ötesinde, değil mi? | Open Subtitles | ألا توجد "(لايبزيج)" في الشرق وراء الستار؟ |
Amerikan birlikleri Rus işgâl bölgesinde bulunan Leipzig'i zaptetmişti. | Open Subtitles | كانت القوات الأمريكية (قد أحتلت مدينة (لايبزيج وقد أصبحت المدينة فيما بعد ضمن المنطقة الواقعة تحت الأحتلال الروسى |
...Dresden ve Karlsruhe Batı Antillerde, ...Leipzig, Amerika'nın batı kıyılarındaydı. | Open Subtitles | و (دردسن) و(كارلسروه) غرب الأنديز أما (ليبزج) فكانت على الساحل الغربي لأمريكا |
Leipzig Aniti Alman milliyetçiliginin temel tasiydi. | Open Subtitles | كان النصب التذكاري في (ليبزج) ركيزة أساسية في بناء الشعور الوطني الألماني |
Gustaf Meyerheim, Leipzig'li deli aşık kurbanlarından birini korkuturken. | Open Subtitles | إنه يمثل (جوستاف مايرهايم) العاشق المجنون من (ليبزيك) يُرّوع إحدى ضحاياه أليس مثيرا؟ |
Leipzig'de yaşadığını söyledi. | Open Subtitles | إنها من مدينة ليبسى |