| "Ottavio Berlinghieri, Ben. Lido Oteli, Venedik. | Open Subtitles | أوتافيو بيلينجييرى فندق بين ليدو, فينيسا |
| Sonrada Lido güvertesinde bir gezinti için zaman ayırmıştır kendine. Lido güvertesi yani şey... | Open Subtitles | اختار وقت سئ للغايه للقيام بنزه على سطح السفينه ليدو السفينه ليدو ,انه,اممم |
| Yani anlayacağınız üzere Lido güvertesi yolcu gemisine bir atıf oluyor. | Open Subtitles | انظر,الأن,السفينه ليدو هى مرجع لسفن النزهات البحريه |
| Tekne hazır mı, bir bak. Derhal Lido'ya dönmek istiyorum. | Open Subtitles | وتاكد من ان الزورق جاهز انا اريد ان اعود فورا الى الليدو |
| Ona 3 kere epi ve 200 ml Lido lobus verdik. | Open Subtitles | حسناً، لقد اخذ ثلاث دورات من الابي و 200 من الليدو بولس |
| Stevens Lido reklamcılığın ya da öyle bir şeyin Jackie Robinson'ıyım demiyorum ama eğer diğer insanlar böyle söylüyorsa hatalı olamazlar. | Open Subtitles | "لا أقول إنني كـ(جاكي روبنسون) بشركة (ستيفنز وليدو) أو ما شابه" "ولكن ما أقصده أنه لو قال الآخرين هذا سيكونون محقين" |
| Geçen sene, Millan'lı mimar Lido ile burayı bulduk. | Open Subtitles | لقد كان مهندساً معمارياً من ميلانو تقابلت معه فى " ليدو " فى العام الماضى |
| - Hey! - Lido Güvertesinden selamlar. | Open Subtitles | مرحبا تحياتى لكم من ميناء ليدو |
| İki yüz elli cc Lido değildir. O kalbinin durduğunu. | Open Subtitles | مائتان وخمسون سم مكعب ليدو إنه يتنفخ |
| Lido Rıhtımında gezinen onlara ait bir Packard var. | Open Subtitles | ثمة سيّارة لواحد منهم حملتها أمواج (ليدو بير). |
| Savcının adamı beni Lido'ya götürdü. O benden daha fazla şey biliyordu. | Open Subtitles | رافقني المدعي العام لـ(ليدو) ليلة أمس، اتضح أنه كان يعرف عن الأمر أكثر مني. |
| Bu sabah Lido Rıhtımından 4 m uzakta sudan çıkarıldı. | Open Subtitles | انتشلت من عمق 12 قدماً من المياه في (ليدو بير) هذا الصباح. |
| Lido kasabasındanım. | Open Subtitles | أنا من مدينة ليدو |
| Bu eşsiz sanatsal olay için toplanan film endüstrisinin seçkin kişileri de Lido'nun muhteşem sahillerinde aradıkları rahatlığı buldular. | Open Subtitles | أجتمعوا في هذا الحدث الفني البارز وأستمتعوا بأوقات جميلة على شواطئ(ليدو) |
| ve ona bir DVD gönderdi... onda Hotel Lido'daki güvenlik kamerasının görüntüleri vardı... üçümüzün kızla lobiden ayrılırken ki görüntülerimiz vardı. | Open Subtitles | ...و أرسل له ديفيدي كان عليه لقطات من الكاميرا الأمنية ...(في فندق (ليدو نظهر فيه نحن الثلاثة نغادر الفندق مع الفتاة |
| Violet ile Sebastian Lido'da kalıyor. | Open Subtitles | فيوليت " و " سيباستيان " كانوا فى " فندق الليدو أو فى فندق الريتز |
| Sinyor, Lido'ya parasız yolculuk yaptınız. | Open Subtitles | سيدي لقد وصلت الى الليدو مجانا |
| Sinyor Lido'ya gidiyor. | Open Subtitles | السيد ذاهب الى الليدو |
| Lido'ya gitmek istiyorsunuz. | Open Subtitles | تريد ان تذهب الى الليدو |
| 50'lerde Lido'yu? | Open Subtitles | الليدو في الخمسينيات |
| Stevens Lido gerçekten yerli bir KBY istiyorsa yerli KBY'lerini vereceğim. | Open Subtitles | "وإن أرادت شركة (ستيفنز وليدو) نائب رئيس مدني" "سأعطيهم ما يريدونه" |
| Baba, ben Stevens Lido'nun ilk KBY olacağım. | Open Subtitles | يا أبي، سأكون أول رجل أسود يشغل هذا المنصب بشركة (ستيفنز وليدو) |