| Yahudi demişken, işte karşınızda iğrenç esprileriyle gelen Keith Lieb, Don Rickles'ı taklit ediyor. | Open Subtitles | بالحديث عن اليهود,هاهو قادم بحافظة ممتلئة دون ريكلز يقلد كيث ليب |
| Dünyadan diğer haberlerle devam edelim. İngiliz sanayi devi Bruce Lieb New York Borsası'na çağrıldı. | Open Subtitles | مواصلة لأخبارنا العالميه رجل الصناعة البريطانى بروس ليب قد تم استدعاؤه لنيويورك |
| Bu sırada ne Lieb ne de şirket yetkilileri marketi merakta bırakarak bir açıklama yapmadılar. | Open Subtitles | ولم يصدر أى تصريح من مجموعة ليب الصناعيه على الموضوع |
| Bu hafta düzenlenen GDK duruşmasına rağmen Bruce Lieb'in şirketinin durumu hâlâ iyi görünüyor. | Open Subtitles | على الرغم من تساؤلات لجنة حماية التجاره ما زالت اسهم مجموعة ليب فى تصاعد |
| İş yaşantısıyla ilgili yapılan tüm spekülasyonlara rağmen milyarder Bruce Lieb'in özel hayatı etkilenmemişe benziyor. | Open Subtitles | وعلى الرغم من هذه الضغوط فان حياة البليونير ليب لم تتأثر |
| İlginç bir sürü dosya buldum. Çoğu şu milyarder Bruce Lieb ve şirketleriyle ilgili dosyalar. | Open Subtitles | توجد عدة ملفات مهمه , خصوصا هذا الذى يخص البليونير بروس ليب وشركاته |
| - Bruce Lieb'le ilgili birkaç şey daha... Özel jeti iki saat içinde kalkıyor. | Open Subtitles | لدى أخبار عن بروس ليب طائرته الخاصه ستغادر خلال ساعتين |
| Ve teşekkür amacıyla da Bay Lieb özel şefini New York'da kaldığınız sürece sizlere takdim etmek istiyor. | Open Subtitles | وتقديرا لكم , السيد ليب أمر طاهيه الخاص أن يكون تحت تصرفكم خلال اقامتكم فى نيويورك |
| - Lieb'e davetini kabul ettiğimi söyler misin? | Open Subtitles | هل يمكن أن تخبر ليب أننى قبلت دعوته بالسفر؟ |
| - Lieb'in üvey kız kardeşi. Ağabeyi tepetaklak olmadan kendi payına düşeni almak istiyor. | Open Subtitles | انها أخت ليب , غير الشقيقه تريد نصيبها , قبل أن ينهار أخوها |
| Bruce Lieb tüm dünyaya yayılmış onlarca insandan milyarlar çalmış bir şirket avcısı. | Open Subtitles | بروس ليب شخص فاسد سرق البلايين من كل أنحاء العالم |
| Bay Lieb, bağışlayın lakin Bay Southwell şu an müsait değil. | Open Subtitles | سيد ليب , أعذرنى ولكن السيد ساوثويل غير موجود |
| Alarm butonuna bastığım anda kokpit ve Lieb'in kabin kapısı kilitlendi. | Open Subtitles | بعد أن فعلت ذر الطوارئ فقد تم عزل مقصورة القياده , وجناح ليب |
| Lieb Endüstrisi'nin, kâr üzerine yaşayan dar görüşlü caymazlığınız dışında yüksek standartlarda yönetilmesini arzuladım hep. | Open Subtitles | لطالما تمنيت أن تتم ادارة مجموعة شركات ليب بواسطة عقليه متطوره أفضل من ادارتكم العاجزه عن زيادة الأرباح |
| Çoğu şu milyarder Bruce Lieb ve şirketleriyle ilgili dosyalar. Bana kalırsa hedef olan o. | Open Subtitles | هذا الذى يخص البليونير بروس ليب وشركاته أظن أنه مستهدف |
| Lieb uçuşu iptal etmeyeceğini söylediğinde o uçakta kalmak gibi bir niyetim yoktu. | Open Subtitles | عندما رفض ليب الغاء السفريه لم تكن لدى النيه بالبقاء فى الطائره |
| Lieb'e davetini kabul ettiğimi söyler misin? | Open Subtitles | هل يمكن أن تخبر ليب أننى قبلت دعوته بالسفر؟ |
| 2.73 milyar dolar. Tam olarak Lieb'in finansçısının likide edebildiği miktar. | Open Subtitles | انه يساوى 2,73 بليون قيمة الأصول الماليه لشركات ليب |
| Başka nasıl, Kabile lideri yönetimi ele geçirip, kimliğini gizli tutarak Lieb adı altına yığdığı varlığını geri alabilirdi? | Open Subtitles | لا توجد طريقه أفضل , لزعيم القبيله لكى يحتفظ بقيادته , ويظل مجهولا ويستفيد من أصوله الماليه بعد غسلها عبر مجموعة ليب |
| O hava korsaları uçağı indirecek olsaydı Bruce Lieb yönetimi ele geçirmiş olacaktı. | Open Subtitles | وأولئك الخاطفين , بروس ليب كان سيتخلص منهم , بالاضافه الى الطاقم |