| limonatayı görebilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكن أن أرى عصير الليمون الذي تشربيه؟ |
| Bugünlerde bir bardak limonatayı bin dolardan satamıyorum bile. | Open Subtitles | سأكون محظوظاً إن بعت كأساً من عصير الليمون مقابل ألف دولار |
| Ağabeyim limonatayı seviyor. | Open Subtitles | هذا عصير الليمون الذي يحبـه هيونـج نيم |
| Sevgili Sinekkuşum, seramikleri çıkar, limonatayı soğut yaşlı meşe ağacının etrafına sarı bir kurdele bağla çünkü bu adam kadınlarının yanına geliyor, ebediyen evine geliyor. | Open Subtitles | عصفورتي المُغردة العزيزة, كوني جاهزة قومي بتجهيز عصير الليمون البارد ضعي وشاح أصفر على ... شجرةالبلوطالقديمة لأن هذا الولد قادم للبيت إلى سيداته قادم للبيت إلى الأبد |
| Tamam ve ben de diyorum ki "şu limonatayı bana uzat." | Open Subtitles | حسنا , وانا اقول "اعطيني شراب الليمون ." |
| Of be! limonatayı unutmuşum. | Open Subtitles | نسيت عصير الليمون |
| Sakın limonatayı içme! | Open Subtitles | لا تشرب عصير الليمون! |
| Aman be Susan, uzat şu lanet limonatayı. | Open Subtitles | ياألهي , سوزان , اعطيها شراب الليمون |
| Yani, limonatayı nereden bulacağız? | Open Subtitles | اقصد , من اين سنحصل على شراب الليمون |
| Şu limonatayı bana uzat. | Open Subtitles | اعطيني شراب الليمون |