Bir de, müşterilerinizin listesine ihtiyacım var. - Basabilir misiniz? | Open Subtitles | و أحتاج إلى لائحة زبائنكم هل يمكنك طبعها لي ؟ |
Soruşturmamız bitene kadar seni çıkış yasağı olanlar listesine koyacağız. | Open Subtitles | سوف نضع على لائحة عدم السماح بالسفر حتى ينتهي التحقيق |
Sana elimden geleni yapacağımı söyledim. - Adını yarışmacı listesine soktum. | Open Subtitles | أخبرتك بأنّني سأبذل جهدي، وقد فعلت قمت بوضع اسمك في القائمة |
Yolcu listesine göre boş bir koltuk vardı ama biz öyle düşünmüyoruz. | Open Subtitles | قائمه الركاب تقول ان هناك مقعد فارغ و لكننا لا نعتقد هذا |
Lütfen refakatçi listesine benim adımı da ekleyin. | Open Subtitles | مِن فضلك لتضعي إسمي بقائمة الأوصياء على الفتى. |
listesine girme ihtimalimiz var mı? | Open Subtitles | ألا يوجد أي فرصة بأن نكون في قائمته هذه؟ |
Siktir git. Sende o da yok. Kelime Dağarcığı bir kelimeler listesidir ve kelime dağarcığını da bu kelime dağarcığı listesine ekleyebiliriz. | Open Subtitles | تباً لَك، ليسَ لديكَ واحدة حتى الآن،المُفردات هي أي لائحة كلمات |
..uçaklarda yer kalmamış. Sizi bekleme listesine aldılar. | Open Subtitles | رحلات الصباح مكتملة لقد وضعتك على لائحة الإنتظار |
Senin ona yardım edeceğini söyledim, ve seni Viper Room'un listesine aldı. | Open Subtitles | أخبرتها أنه يمكنك مساعدتها. و ووضعتك في لائحة الانتظار، |
Şüpheli listesine bakalım da kaç kişi San Luis Obipso'da yatmış görelim. | Open Subtitles | لنراجع لائحة المشتبه فيهم و نرى كم منهم امضى وقتا فى سان لويس اوبيسبو |
Yani Dayanak listesine ulaşamadığımız bir yana bir de Jill benle, meyve tozunu durularken bir kadınla yakalandığım için mi konuşmayacak? | Open Subtitles | هل نحن لم نحصل على لائحة فولكرم ولكن جيل لن تتحدث الى مرة اخرى بسبب انها امسكتنى عارى بسبب بدرة فاكهة مع امراة اخرى ؟ |
Efendim, rezervasyonsuz sizi en fazla bekleme listesine alabilirim. | Open Subtitles | سيدي بدون حجز , أفضل ما يمكنني فعله هو وضعك على لائحة الإنتظار |
Peki ya sana adını, onun yerine geçecekler listesine yazdırabilirim desem? | Open Subtitles | ماذا لو أخبرتك أنّ بوسعي وضع اسمك في القائمة القصيرة لمنصبه؟ |
Eğer "Netflix Kültür Sunumu"nu Google'da aratırsanız, çalışanlarınız için şaşırtıcı bir çok öğüdün listesine ulaşırsınız. | TED | ولوقمت بالبحث عن منصة نيتفليكس على جوجل، سترى تلك القائمة المفاجئة تمامًا التي تلوم موظفيك، |
Anne, Anne, Anne, şu an için şahsi başarısızlıklarımın bir listesine ihtiyacım yok, tamam mı? | Open Subtitles | أمي أمي أنا لست بحاجة لبقية القائمة من إخفاقاتي الشخصية الآن , موافقه |
Yolcu listesine göre boş bir koltuk vardı ama biz öyle düşünmüyoruz. | Open Subtitles | قائمه الركاب تقول ان هناك مقعد فارغ و لكننا لا نعتقد هذا |
Muhtemelen, konuk listesine bakmak isteyen gazetecinin tekidir. | Open Subtitles | ربما بعض المصورين يحاولون التلاعب بقائمة الضيوف |
listesine bir dil daha eklemek için çalışıyor, hiç bir insanın konuşmadığı bir dil. | Open Subtitles | وهو يعمل لإضافة لغة اخرى إلى قائمته, لغة لم يتكلمها الإنسان أبداً. |
L' l Magic School yapmak zorunda şeylerin listesine eklemek ll. | Open Subtitles | سأضيف هذا للائحة الأشياء التي يجب أن أفعلها في مدرسة السحر |
Hindistan'nın çok satanlar listesine gördüyseniz listede her zaman göreceğiniz şey, sınavlar ve uzman rehberler olacaktır. | TED | فإذا نظرت إلى كل قوائم أفضل المبيعات في الهند ما ستجده فيها دائمًا هو أدلة إرشادية للامتحان والمهنية |
Ve ardından, bir bir, koronolojik sıranın tam tersine, kendilerini bundan muaf tutarak, duyguların kayan listesine giriyoruz. | TED | وبعد ذلك، واحدة تلو الأخرى، بترتيب زمني معكوس، يعذرون أنفسهم، بالدخول في قائمة دائرية للمشاعر. |
Beni arananlar listesine koyarak kariyerime hiç bir iyilik yapmış olmuyorsunuz. | Open Subtitles | أنت لا تسدي نفعاً لمهنتي بوضعك اسمي على اللائحة المستعجلة العميل الخاص سيلي بووث |
Yani esasında Asyalı biri ile Avrupa'lı biri arasındaki farkı malzemeler listesine bakarak söyleyebilirsiniz. | TED | فما تستطيعون معرفته هو أن يكون بمقدرتكم معرفته الفرق بين الشخص الآسيوي و الشخص الأوربي بالنظر فقط إلى قائمة مقاديرهم. |
Ve ülkelerin karbon emisyonları listesine gemi taşımacılığı emisyonlarını koyarsanız, yaklaşık altıncı sırada gelir, Almanya'ya yakın bir yerde. | TED | و إذا وضعت انبعاثات النقل البحري على قائمة انبعاثات الكربون للدول، ستأتي تقريبا في المركز السادس، قريبا من ألمانيا. |
Gerçeği söyleyeceğim, bir tutukluyu daha kaybolanlar listesine eklemekten başka birşey ifade etmez. | Open Subtitles | . سأقول الحق . . وليس هناك فرق لو أضيف سجينا هاربا للقائمة |
Duruşma listesine göre müvekkillerinden biri patlayıcı uzmanı olan Patrick O'Neil. | Open Subtitles | وفقا لجدول الدعاوى، واحد من العملاء هو خبير متفجرات معروف يدعى باتريك أونيل. |
Eğer hastamızın semptom listesine kanlı kusmuğu da eklersek. | Open Subtitles | والآن لو أضفنا الإقياءَ المدمّى إلى لائحةِ الأعراضِ الأخرى للمريض |
İzole edilen insanların listesine göz atıyordum ve tanıdık bir isme rastladım. | Open Subtitles | لقد مررت على قائمة أسماء مَن تم عزلهم ووجدت إسماً مألوفاً |