lokantaların yemekleri tuzlu olur ve ben Gary'imi pofidik sevmiyorum. | Open Subtitles | اكل المطاعم مليء بالملح ولا احب ان يكون قاري بديناً |
Bu çok komik evlat. Sadece iyi lokantaların bunu aldığını sanırdım. | Open Subtitles | هذا مضحك جداً كنت أعتقد ان هذه الرسوم تُدفع في المطاعم الراقية فقط |
Sanki lokantaların reklam için yemeklerine zehir koymasına gerek var da? | Open Subtitles | مثل المطاعم التي تُعلن عن عدم وضعها للسم في الغذاء؟ |
Bazı lüks lokantaların oldukça kıymetli bulduğu bazı gıda ürünlerini pazarlıyorum. | Open Subtitles | أنا أتعامل في بعض مُنتجات الطعام التي تجدها المطاعم الراقية قيّمة للغاية. |
lokantaların yüksek personel ciroları oluyor. | Open Subtitles | أترون، هذا أمر رائع. كلاّ، المطاعم بها رأس مال مُوظفين مُرتفع بشكل استثنائي، لذا فإنّ ذلك جيّد لنا. |
Tamam, yürüme mesafesindeki bar ve lokantaların listesini çıkar. | Open Subtitles | احصل على لائحة لكل الحانات و المطاعم و التي تكون قريبة من مكانهم |
Kalabalık lokantaların dumanlarında | Open Subtitles | أو خلال نوافذ المطاعم المزدحمة |
Kalabalık lokantaların dumanlarında | Open Subtitles | أو خلال نوافذ المطاعم المزدحمة |
Kalabalık lokantaların dumanlarında | Open Subtitles | أو من خلال دخان الكثيف" "في المطاعم المزدحمة |