| Belki bilmiyorsundur, benim Brad senin Lucy'ye kur yapıyordu. | Open Subtitles | ربما لا تعرف أن ابني براد كان صديقا للوسي |
| Lucy'ye bir şey yaptılar. Her şey mahvoldu. | Open Subtitles | لقد فعلوا شيئا للوسي لا شيء على ما يرام. |
| Ed, Lucy'ye, Mildred'in bazı işleri olduğunu ve size gelmek için otobüse bindiğini söyleyebilir misin? | Open Subtitles | ايد, هل يمكن ان تخبرى لوسى بان ميلدريد لديها بعض المهام لتقوم بها وانها ستستقل الحافلة اليك ؟ |
| Bayan Lucy'ye taziyelerimi bildirir misiniz? | Open Subtitles | هل يمكنك من فضلك ان تخبر انسة لوسى بمدى اسفى؟ |
| Lucy'ye iki katı zaman veriyoruz. | Open Subtitles | ونحن نحاول اعطاء لوسى ضعف ذلك فى نفس الوقت |
| Sayın Başbakan, ben de küçük Lucy'ye bir şaka yapıyordum, kastettiğim kesinlikle... | Open Subtitles | سيديرئيسالوزراء،كنت فقط ... أمزح مع لوسي المسكينة ولمأعنيأن ... |
| Sayın Başbakan, ben de küçük Lucy'ye bir şaka yapıyordum, kastettiğim kesinlikle... | Open Subtitles | سيديرئيسالوزراء،كنت فقط ... أمزح مع لوسي المسكينة ولمأعنيأن ... |
| Kız kardeşe ihtiyacı yok. Lucy'ye ihtiyacı yok. | Open Subtitles | انه لا يريد اختاً انه لا يريد لوسى |
| Lucy'ye giyecek güzel bir şeyler satın alın. | Open Subtitles | اشترى شيئاً لطيفاً لترتديه لوسى |
| Bu karımın kardeşi için, Lucy'ye. | Open Subtitles | هذه من اجل اخت زوجتى, لوسى |
| Melezlerin kadınları barlarda avladığını biliyorum bunun Lucy'ye mevcut görevde yardımcı olacağını düşündüm. | Open Subtitles | حسنا , اعلم بأن الهجائن تتصيد بالنساء فى الملاهى لذا , تعلمين , ظننت بأن هذا سيساعد (لوسى) للإستعداد لتسلم زمام الأمور |
| Neden Lucy'ye bir randevu ayarlatmıyorsun? | Open Subtitles | (لم لا تأخذ موعداً من (لوسى |
| - Lucy'ye yaptığınız gibi, seni katil piç? | Open Subtitles | كما فعلت مع (لوسي) أيها الوغد القاتل؟ |
Arabic 
English 
French 
Spanish 
German 
Portuguese 
Turkish 