"lumen" - Translation from Turkish to Arabic

    • لومن
        
    • التجويف
        
    • شعلة
        
    • كتاب الشعلة
        
    • لومين
        
    Yalanlarımdan dolayı bebek bakıcısı bana güvenmiyor. Lumen'sa gerçeği söylememden ötürü güvenmiyor. Open Subtitles "جليسة الأطفال لا تثق بي بسبب الأكاذيب، و(لومن) لا تثق بي بسبب الحقيقة"
    Sorun şu ki; Lumen benim hakkımda çok şey bilirken ben onun hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Open Subtitles "المشكلة هي أنّ (لومن) تعرف الكثير عنّي فيما لا أعرف شيئاً عنها"
    Ama kendisine yapılanların intikamını alması için Lumen'a yardım edebilirim. Open Subtitles "ولكنّي أستطيع مساعدة (لومن) في الثأر لما أصابها"
    Lumen, 1923'teki açık arttırmadan geri çekildiğinde izi ortadan kayboldu. Open Subtitles بعد أن سُحِب التجويف من المزاد عام 1923، فُقِد أثره
    Lumen son derece değerli bir sanat eseridir. Open Subtitles إنَّ "شعلة الأوكسيدو" قطعةً أثريةً ثمينة
    Lumen'ın bir pasajında "Efendi'nin sessiz sesi" yazıyor. Open Subtitles جزء من كتاب الشعلة يشير إليه بـ "الصوت الصامت للسيد"
    Ama kendisine yapılanların intikamını alması için Lumen'a yardım edebilirim. Open Subtitles "ولكنّي أستطيع مساعدة (لومن) في الثأر لما أصابها"
    Lumen'ı Boyd'dan kurtaralı 1 ayı geçti ama o, olanları her gün baştan yaşamaya devam ediyor. Open Subtitles انقضى شهر مذ حرّرتُ"{\pos(192,210)} (لومن) من قبضة (بويد)" لكنّها لا تزال تحيا محنتها"{\pos(192,210)} كلّ يوم من جديد"
    Lumen, ben işimi yalnız görürüm. Ortağa ihtiyacım yok. Open Subtitles (لومن)، أقوم بما أقوم به وحيداً، لا أحتاج شريكاً
    Lumen'ın hayatının başka kısmı yok. Tek hayatı bu. Open Subtitles "لا جانب آخر لحياة (لومن)، هذا كلّ ما تملك"
    Tabii burası benim evim ve karım öldü. Ayrıca Lumen'ın hayatımın hangi kısmında yer aldığını hiç bilmiyorum ve her şey çok garip. Open Subtitles "باستثناء أنّ هذا منزلي وزوجتي ميتة، ولا أعرف أي مكان يلائم (لومن) في عالمي"
    Lumen'ın duyduğu saatse Atlantik'in dibinde sana eşlik edeceğine temin edebilirim. Open Subtitles "إن كانت هي الساعة التي سمعتها (لومن)، فسأحرص على أن ترافقكَ إلى قعر (الأطلسي)"
    Lumen'ı da oraya götürdüğünden emin sayılırım. Open Subtitles وأنا متأكّد إلى حدّ كبير{\pos(192,210)} من أنّه سيأخذ (لومن) إلى هناك
    Lumen gerçek yüzümü görmesine rağmen benden kaçmadı. Open Subtitles تراني (لومن) على حقيقتي{\pos(192,170)}، ولم تبتعد عنّي
    Jordan'ın emlak tapuları. Lumen bunlardan birinde olmalı. Open Subtitles "عقارات (جوردن) المملوكة، لا بدّ أنّ (لومن) في إحداها"
    Lumen, ona hayatını geri verdiğimi söyledi. Alışageldik rolümün tersini oynadım. Open Subtitles "تقول (لومن) إنّي أعدتُ إليها حياتها، وهذا عكس دوري المعتاد"
    Quinn kendi başına yapıyor. Lumen, öğle yemeği için planın var mı? Open Subtitles "يقوم (كوين) بهذا بمفرده"، (لومن)، ما خططكِ لتناول الغداء؟
    100 yıl kadar önce kaybolmadan Lumen'e bir çok kişinin sahip olduğu belgelenmiş. Open Subtitles هناك وثائق تؤكد مرور التجويف عبر أيادي كثيرة قبل أن يختفي منذ أكثر من قرن
    Lumen'in o trendeki şeylerle birlikte yanlış bir isimle etiketlendiğine dair kati bir inanışım var. Open Subtitles أظن أن هناك احتمال كبير بأن التجويف وضع بتسمية مُضللة ولكنه كان على متن ذلك القطار
    Çünkü şu rehinci arkadaşın, Kadimler adına, Occido Lumen adında oldukça değerli bir kitabı ele geçirmek üzere. Open Subtitles لأن صديقك، المرابي.. على وشك أستحصال كتاب بالغ الأهمية لصالح القدماء، "كتاب شعلة الأوكسيدو"
    Lumen'da yazan 3.000 yıllık bir hadiseye göre: Open Subtitles و كتاب "الشعلة" يروي حادثة وقعت قبل نحو 3000 عاماً
    Müşterilerim Occido Lumen'i satın almak istiyor. Open Subtitles إنَّ عميلي يرغبُ بشراء كتاب "أوكسيدو لومين"

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more