"mücadele etmek" - Translation from Turkish to Arabic

• لمحاربة
• النضال
• على القتال
• أن تكافح
• أن نقاتل
• الكفاح من

Birleşik Devletler ve İngiltere dahil pek çok ulus Rus Devrimi'ne karşı mücadele etmek için asker göndermişti.
العديد من الدول، بما فيها ،الولايات المتحدة وبريطانيا أرسلت قواتها لمحاربة الثورة الروسية

Silahlastirilmis hastaliklarla mücadele etmek için insan Genomu Projesi'nde hastaliklari silahlastiran 10 kisilik ekipteydim.
أنا كنت جزءا من فريق ذو عشرة رجال فى مشروع الجينات البشرية للامراض المسلحة لمحاربة الامراض المسلحة

Suçu kabul edip hayatına devam etmek mi, yoksa bozuk bir sistemle mücadele etmek mi?
‫هل يقرّ بالجرم و يواصل حياته ‫أم هل يواصل النضال ضدّ نظام معطوب؟

Her an, her yerde kararlılıkla mücadele etmek.
على القتال في أي لحظة و في أي مكان , بل و في كل مكان

Gücü eline geçirebilmek için mücadele etmek ve gizli işbirlikleri yapmak zorundaydın.
كان عليك أن تكافح و تتواطئ و تسعى بشدة نحو السلطة

Ama görenler ve kahinler bir listesini yaptık ve öngörmek mümkün olabilir herkes onu geri almak için mücadele etmek gerekir kim.
. لقد صنعت قائمة بالعرافين و الحكماء و أي أحد قد يكون قادراً على التنبؤ . من يجب أن نقاتل حتى نستعيده

Bizler, özgürlük için mücadele etmek istiyoruz ama bu fedakârlık gerektirir.
نريد الكفاح من أجل حريتنا لكن ليس هناك حرية بدون تضحية.

Kötülükle mücadele etmek yerine birbirimizle mücadele edersek yüzeye geri dönmemiz asla mümkün olamaz.
لا يمكننا العودة إلى السّطح لمحاربة الشّر، إن استمررنا بمقاتلة أحدنا الآخر.

Eskiden gayemiz, kötülükle mücadele etmek değil miydi?
إعتدنا على أن نتوق لمحاربة الشر، أليس كذلك؟

Hepinizin bildiği üzere, geçen senenin kek ve kurabiye satışları çocuk obezitesiyle mücadele etmek için 112 dolar kazandırmıştı.
كما تعلمون ، الكعك والبسكويت للسنة الماضية رفع نسبة المال المخصص لمحاربة سمنة الأطفال بقدر 112 دولار

Ya da en sevdiğim süper-kahramanın kılığına girer ve güçlerimi suçla mücadele etmek için kullanırdım.
أو أقوم بذاك المظهر لكل الأبطال الخارقين المفضلين وأستخدم قواي لمحاربة الجريمة

Reston'ın arkasında sıra oluyorlar çünkü genel olarak onun tecrübeli ve Grant'le mücadele etmek için yeterince zorlu biri olduğunu biliyorlar.
إنهم يصطفون خلف رستون لأنهم يعلمون أنه محنّك وقوي بما يكفي لمحاربة غرانت في الانتخابات العامة

Ama bu, tek başına mücadele etmek zorunda olduğun anlamına gelmez.
ولكن هذا لا يعني ان لديك لمحاربة هذا وحده.

Her şeyle kendi başıma mücadele etmek zorunda kaldım.
واضطررت الى النضال من خلال ذلك جميع بمفردي.

Artık mücadele etmek istediğimden emin değilim.
أشك أنّي أرغب في النضال لأجل البقاء بعد الآن.

Gücünü vermeyip mücadele etmek istiyorsan seninle birlikte mücadele ederim.
لذا إن وددت النضال محتفظة بسحرك، فسأناضل معك

İnsanlar mücadele etmek için ilham bulacak. Onlar da bizim gibi öldürülecek.
سوف يلهمهم ذلك على القتال من جديد - سوف يعتقلون، كما حصل معنا -

Gücü olmadan mücadele etmek
♪ بدون القدرة على القتال ♪

"Büyük kavgalarda mücadele etmek, gözüpek düşmanlarla karşılaşmak."
"أن تكافح في معركة صعبة أن تلاقي عدواً لا تثبط عزيمته"

Buraya gelebilmek için mücadele etmek zorunda kaldık.
كان علينا أن نقاتل لنصل إلى هنا

Dikkatli olacağız, mücadele etmek zorundayız.
سنكون حذرين. ولكن علينا أن نقاتل.

Özgürlük için mücadele etmek yerine motor mu tamir edeceksin?
أليس كذلك تصلح المحركات بدلاً من الكفاح من أجل الحرية