"müdahale etmek" - Translation from Turkish to Arabic

    • التدخل في
        
    • للتدخل في
        
    • التدخّل
        
    • بالتدخل
        
    Öyle bile olsa güçlerimizi insanların hayatına müdahale etmek için kullanmayız. Open Subtitles حتى لو فعلت، لن نستخدم قدراتنا في التدخل في حياة البشر
    Burada yapılan işlemlere müdahale etmek benim görevim değil. Open Subtitles إنه ليس من اختصاصي التدخل في العمليات التي تحدث هنا
    Ama Batılı devletler, bu savaşa müdahale etmek istemiyorlar. Open Subtitles لكن الحكومات الغربية لا تريد التدخل في هذا الصراع.
    Göğüsteki kitleleri tespit etmek, incelemek ve bizim onu gördüğümüzden daha erken bir aşamada müdahale etmek için dört ya da beş fırsat. TED أربعة أو خمسة فرص لرؤية التكتلات في الثدي ولمسها, للتدخل في مرحلة مبكرة عن ما رأيناها.
    Planlara göre bu kez, müdahale etmek hükümetin faydasına değil. Open Subtitles بناء على التوقعات الحالية، أنها ليست في مصلحة الحكومة للتدخل في هذا الوقت.
    Olaylar medyanın ilgisini çekmeye başladı. Polis müdahale etmek zorunda kaldı. Open Subtitles بدأت وسائل الإعلام تعير الأمر اهتماماً وكان على الشرطة التدخّل
    Herhangi bir değerli anne-kız anına müdahale etmek istemem. Open Subtitles أنا لاأريدُ التدخّل في أيةِ لحظة عزيزةٍ بين الأُم وإبنتها.
    Hayır, ben sadece doğru zamanda yanlış yerdeydim, ...ve etik olarak müdahale etmek zorundaydım. Open Subtitles لا لقد كنت فقط في المكان الخاطئ في الوقت المناسب وقد كنت ملزما أخلاقيا بالتدخل
    Bir FBI soruşturmasına müdahale etmek ağır suçtur. Open Subtitles التدخل في تحقيق مكتب التحقيقات الفدرالي جناية
    Geleceğe müdahale etmek geçmişi değiştirmekten daha tehlikeli, çünkü gelecek sürekli değişiyor. Open Subtitles التدخل في المستقبل قد يكون أخطر من تغيير الماضي -لأنه ما يزال في حالة متغيرة
    Bu davaya daha fazla müdahale etmek yok, Bay Castle. Open Subtitles لا مزيد من التدخل في هذه القضيّة، سيّد (كاسل)
    - Çünkü bu çocuğun hayatına müdahale etmek çözüm değil. Open Subtitles ... لأن التدخل في حياة الطفل ليس الحل
    Senin uzmanlığına müdahale etmek istemem Jethro ama... Open Subtitles دون التدخل في أعمالك(جيثرو) قد أقترح
    Neden başkalarının meselelerine müdahale etmek zorundasın? Open Subtitles لماذا تحتاج للتدخل في شئون شخص آخر؟
    Yine, biz bunun başlangıç olması gerektiğine inanıyoruz, hakiki muhafaza etmeye doğru ilk adım, ve bizim muhafaza etme durumuyla ilgili herşeyi kesin olarak keşfetmemize ve anlamamıza izin verecek, tekniği, malzemeleri ve aynı zamanda acaba, ne zaman ve neden onarmamız gerektiğini, ya da, aksine, tabloyu çevreleyen ortama müdahale etmek gerekip gerekmediğini (anlamamıza izin verecek). TED حسنا،نحن نعتقد مجدداً يجب أن تكون البداية الخطوة الأولية لعمليات الحفظ الحقيقي وتسمح لنا بإستكشاف وفهم كل ما يتعلق حالات الحفظ لدينا التقنيات والمواد، وأيضا إذا، متى؟ ولما؟ يجب علينا استعادة، أو، بدلا من ذلك، للتدخل في البيئة المحيطة اللوحة
    Geminin yönetimine müdahale etmek istemem ama bir an önce yükselsen iyi olur yoksa-- Open Subtitles ،لا أتمنّى التدخّل بقيادتك ...لكن ربما يجب عليك أن تجذب بقوّة قبل
    müdahale etmek çok tehlikeli derdin. Open Subtitles لقد قلت أن التدخّل خطرٌ للغايه
    Yani Nicky'ye karşı bir suç işlenirse, kanun adamı olarak müdahale etmek gibi bir zorunluluk hissetmeyecek misin? Open Subtitles إذا رأيت جريمة ترتكب ضده ألن يشعر قانوني بإلزام بالتدخل ؟
    Senin işin müdahale etmek değil. Open Subtitles ليس من شأنك القيام بالتدخل في عملها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more