Kızın, diğer iki kurbanın sık sık gittiği bir barın müdavimi olduğunu düşünürsek epey kısalmış oluyor. | Open Subtitles | قلّصتها أكثر عندما تأخذين بعين الإعتبار أنّها كانت زبونة منتظمة لحانة إرتادها ضحيتان آخرتين. |
O fotoğrafı çeken kadın Young Molly'nin müdavimi. | Open Subtitles | المرأة التي تلتقط الصورة إنها منتظمة على المحل، لذا انتظرت هناك |
O fotoğrafı çeken kadın Young Molly'nin müdavimi. | Open Subtitles | المرأة التي تلتقط الصورة إنها منتظمة على المحل، لذا انتظرت هناك |
Kulübe müdavimi olmaya mahkum. | Open Subtitles | فى أحسن الأحوال هو إحتياطى |
Varsın kulübe müdavimi olsun. | Open Subtitles | لا أحد يهتم إن كان إحتياطى |
Starbucks'a. Oranın müdavimi. | Open Subtitles | ستارباك، يبدو أنها منتظمة |
- Oranın müdavimi. - Aynen. | Open Subtitles | إنها منتظمة |
- Oranın müdavimi. | Open Subtitles | إنها منتظمة |
Hayır, kulübe müdavimi olmayacak. | Open Subtitles | لا لن يصبح إحتياطى |