Ama sonraki sınav mülakat olacak. | Open Subtitles | ولكن الأختبار التالي هو المقابلة الشخصية |
mülakat başladığından beri bana altı kere kafa tuttun. | Open Subtitles | تحديتني للعراك 6 مرات منذ بداية المقابلة |
Yani bu mülakat formaliteden ibaret. | Open Subtitles | لذا فهذه المقابلة هي مجرد التزام بالرسميات |
- Bir dokümanter, tamam mı? mülakat yaptığım insanlar hakkında. | Open Subtitles | إنه وثائقي, حسناً, إنه بشأن الأشخاص الذين أعمل مقابلة معهم. |
İyi bir tavsiye mektubu, mükemmel bir mülakat ve ilgili bir aile. | Open Subtitles | قوي خطاب توصية ، مقابلة كبيرة وأولياء الأمور التي أرادت أن تشارك. |
Hala mülakat yapıp, referansları kontrol ediyoruz. | Open Subtitles | مازلنا نجري مقابلات العمل التحقق من مراجعهم |
Galoise'da çalışırken birkaç mekân beni kapmaya çalışmıştı. Haftaya birkaç mülakat ayarlamaya çalışacağım. | Open Subtitles | نعم، بضعة أماكن تريدني أن أعود إليها سيكون لدي بعض المقابلات الأسبوع القادم |
Peki bu mülakat nasıl bir yöntemle gerçekleşiyor? Sadece genel kültürle, hobilerle ilgili bir sohbet mi... | Open Subtitles | إذاً كيف هو شكل هذه المقابلة هل هو مجرد محادثة عامة, الهوايات, العنوان,.. |
Onu kovdum. Yani mesele şu Cat, onunla mülakat yapmıştın. | Open Subtitles | تعلمين الأمر هو من أنك قمت باجراء المقابلة لها |
Eğer Providence'taki mülakat iyi geçerse sanırım işi kabul edeceğim. | Open Subtitles | إذا جرت هذه المقابلة مع المشفى على خير، أظن انه يجب علي قبول الوظيفة |
İyi, çünkü şu mülakat hakkında konuşmalıyız. | Open Subtitles | سوّيت الأمور من طرفي جيد ، إذ علينا الحديث عن المقابلة |
Duyduğuma göre mülakat sırasında sınıfın hamsterını kumruya çevirmiş. | Open Subtitles | سمعت ذلك خلال المقابلة لأنها حولت حيوان الهامستر في الفصل إلى حمامة |
- ...ve başka bir-- Bu mülakat bitmiştir. Ve ben işi aldım. | Open Subtitles | هذه المقابلة انتهت وأنا حصلت على الوظيفة |
Sorun şu ki; geleceğimizi bu kitabı satarak güvence altına almayı düşünüyordum o yüzden bu mülakat birden hayatımdaki en önemli şey oluverdi. | Open Subtitles | من أجلي وأجلك، لذا هذه المقابلة تُثير قلقي |
Ortaklarla bir mülakat için seni kandırmayı umarak buraya geldim. | Open Subtitles | كنت أتمنى أن أقنعك أن تقابل الشركاء من أجل مقابلة |
Kuzey Kutbu'nda üçüncü bir mülakat daha yapıldı. | TED | وأجرى مقابلة ثالثة مع شخص عن القطب الشمالي. |
- Evet, Bay Rutland. Yeni ofis asistanı için mülakat yapıyor. | Open Subtitles | نعم في مقابلة لإختيار مساعدة المكتب الجديدة |
Şehre şimdi geldim ve biliyorsunuz ki psikolojik mülakat yarın. | Open Subtitles | كلا أردت أن أخبرك بأن مقابلة الطبيب النفسي ستكون غداً يا تشارلي |
Folsoma'a nakil edilmeniz için mülakat yapmam gerek. | Open Subtitles | من الضروري أن أعمل مقابلة معك وبعض الاعمال الكتابية لنقلك إلى سجن فولسوم |
Bu iş için ilan verip mülakat yapamam ya... | Open Subtitles | لا يمكنني تحمّل مقابلات عمل من أجل هذا الأمر. |
O kalın kafanın alması için daha kaç tane mülakat gerekiyor hala anlamadın mı seni bu işte istemiyorlar? | Open Subtitles | كم عدد المقابلات التى ذهبتها قبل ذلك ايها الغبى هم لا يُريدونَك في ذلك العملِ بعد الان؟ |
Dün bütün gün mutlak adaylarla mülakat yaptım ama meğersem Bayan Kent'i işe almışsın çoktan. | Open Subtitles | أمضيت ليلة أمس بمقابلة مرشحين للعمل لأكتشف أنك وظفت السيدة كينت |
Benimle mülakat yapmak ve onu birileriyle tanıştırmamı istedi. | Open Subtitles | لقد سأل لو بإمكانه إجراء مُقابلة معي، إذا عرّفتُه لبعض الناس. |
mülakat için gelip, formları doldurmanız gerekir. | Open Subtitles | جيك ؟ حسنا , انتى نزلتى من أجل المقابله ولقد قمتى بملء الأستمارات |
Benim gibi en az bir yıl harcayarak yüzlerce saat gözlem yaptılar, araştırdıkları insanlarla birlikte çalıştılar ve bizzat mülakat yaptılar. | TED | مثلي، أمضوا سنة على الأقل ومئات الساعات في المراقبة، والقيام بمقابلات والعمل في كثير من الأحيان جنبا إلى جنب مع الأشخاص الذين درسوهم. |