"mültecilerle" - Translation from Turkish to Arabic

    • اللاجئين
        
    • باللاجئين
        
    • لاجئين
        
    • النازحين
        
    Büyükelçi ve arkadaşlarım, İsveç, Meksika ve Fransız elçiliklerindeki mültecilerle konuştu. Open Subtitles ولكن السفير تحدث مع نصف اللاجئين في السفارات السويدية والمكسيكية والفرنسية
    Farklılık yaratmak adına, mültecilerle çalışmaya başladım ve fark yaratmak onların hikâyelerini aktarmaktan geçiyor. TED بدأت العمل مع اللاجئين لأنني أردت أن أحدث تغييراً، ويبدأ إحداث التغيير برواية قصصهم.
    Calais'ye gidip mültecilerle konuşursanız; avukatlar, siyasetçiler, mühendisler, grafik tasarımcıları, çiftçiler ve askerlerle karşılaşırsınız. TED إذا تحدثت مع اللاجئين في كاليه فستلتقي بمحامين وسياسيين، ومهندسين ومصممي طباعة ومزارعين وجنود.
    Evet, Bail Organa ve ben mültecilerle ilgili bir konferansa başkanlık ediyoruz. Open Subtitles نعم , بيل اورجانا وانا سوف نرأس اجتماع خاص باللاجئين من الحرب
    Tijuana'da 50 farklı ülkeden 14 farklı dil konuşan mültecilerle karşılaştık. TED ففي تياوانا قابلنا لاجئين من أكثر من خمسين دولة، يتكلمون أربع عشرة لغةً مختلفة.
    Birliklerin ilerleyişi sırasında yollar perişan haldeki mültecilerle doluydu. Open Subtitles سرعان ما مرت القوات بأول طابور من اللاجئيين النازحين
    Ekibimle, Çin'de insani olmayan şartlarda yaşayan Kuzey Koreli mültecilerle ilgili belgesel çekiyorduk. TED كنت وفريقي نصور فيلمًا وثائقيًا عن اللاجئين من كوريا الشمالية الذين يعيشون حياة غير آدمية في الصين.
    Congo gölü üzerinden ve Burundi'den akın eden mültecilerle rakamlar çok arttı. TED ارتفعت الأعداد عبر تدفق اللاجئين من بورندي وعلى البحيرة من الكنغو.
    Bir sonraki hareketiniz mültecilerle mi ilgili olacak? Open Subtitles هل اللاجئين هم أهتمامك بالمرحلة القادمة؟
    mültecilerle birlikte geldiler, bu yüzden kimse nereli olduklarını bilmiyor. Open Subtitles إنهم جائوا مع اللاجئين, لذا لا يعرف أحد من أين هم
    Diğer mültecilerle birlikte sınıra gitmek istediler. Open Subtitles يريدون الذهاب إلى الحدود مع بقيّة اللاجئين
    Cleveland, Beverly Hills'ten gelen umutsuz mültecilerle dolup taşacak işte o zaman burası tam bir vadi olmuş olacak. Open Subtitles سيتم تجاوز كليفلاند مع اللاجئين اليائسين من بيفرلي هيلز، ثم حقا سيكون الوادي.
    Navarre, Protestan mültecilerle doldu taştı. Open Subtitles تم اجتياح نافار من قبل اللاجئين البروتستان
    Ziyaretçiler, belirli bir merkezde gözaltına alınmış veya tutuklanmış mültecilerle kişisel olarak konuşabilme fırsatını buldular. TED وقد سنحت الفرصة للزائرين للتحدث مباشرة مع اللاجئين اللذين سجنوا أو لا زالوا في منشأة اعتقال محددة والتطرق لمواضيع شخصية.
    dört seçeneği ortaya koymak istiyorum. mültecilerle ilgili nasıl düşündüğümüz paradigmasını değiştirebiliriz. TED لذا أود أن أقترح أربع طرق يمكننا من خلالها تغير طريقة تفكيرنا بقضية اللاجئين .
    Chulak'ten getirdiğiniz mültecilerle görüşmeleri tamamladığımızda 10 tanesi Goa'uld'un kaçarken Chulak yıldız geçidinde kullandığı sembollerin son 4 tanesini de tanımladı. Open Subtitles عندما اتممنا المقابلات مع كل اللاجئين الذين عدت بهم من شولاك عشرة منهم حددوا 4 رموز استخدمها الجواؤلد للهروب من بوابة شولاك
    Başkan Anderson benden mültecilerle ilgilenmemi istedi. Open Subtitles ...المامور اندرسون يردني ان اتعقب مجموعة اللاجئين هنا
    AVM'yi kana bulayan adamların mültecilerle ilgisi olmadığına onu ikna etmeliyim. Open Subtitles لإقنعها بأن الرجل الذي أطلق النار في المركز التجاري ليس مرتبط باللاجئين
    Sence Büyükelçi Wu limandaki ölü mültecilerle ilgili olabilir mi? Open Subtitles و انتي تعتقدي ان السفير (وو) علي صله باللاجئين الموتي في القارب ؟
    Köprü mültecilerle dolu! Open Subtitles الجسر يعج باللاجئين يا سيدي !
    Gidin diğer mültecilerle kalın. Burası hepimize dar. Open Subtitles البقاء مع لاجئين آخرين هذه الغرفة صغيرة جدا بالنسبة لنا
    İndiğiniz zaman diğer mültecilerle hareket edin, asker heykelinin altında... Open Subtitles حسنا حينما تنطلقون سيروا بجانب النازحين الآخرين

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more