"müthiş bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • رائعة
        
    • عظيم
        
    • رائع
        
    • عظيمة
        
    • يُحيط بك
        
    • عظيما
        
    • هائل
        
    • اسمع أنّك
        
    • بحركة جميلة
        
    • بعمل مذهل
        
    • حس جميل
        
    Ve öyle oldu, yaratıcı deha sayesinde, ileriyi gören ve müthiş bir hikâye. TED و هذا ما حدث بالفعل بفضل مبتكر عبقري، ذي رؤية، و قصة رائعة.
    Bugün, yani 100 yıl sonra, hepinizi, benimle -37 yaşında ve Yale mezunu bir profesörle- müthiş bir yolculuğa davet ediyorum. TED إذن اليوم، بعد 100 سنة، أدعوكم جميعا في رحلة رائعة معي، خريجة جامعة ييل وأستاذة جامعية بالغة من العمر 37 عاما،
    müthiş bir gösteri düzenleriz. Niye böyle bir şey yapamayayım ki? Open Subtitles وضعه في معرض عظيم, يمكنني فعل ذلك لماذا بإمكاني فعل ذلك؟
    Jenny, müthiş bir hayalgücün var ama bazen çok ileri gidiyorsun. Open Subtitles جيني، يسرني أن عندك خيال رائع لكن أحيانا يحملك بعيد جدا
    Ama sana şunu söylemem lazım ki... henüz kavrayamadığımız müthiş bir gerçek var. Open Subtitles و لكنى أقول لك شيئاً هناك حقيقة عظيمة أننا لم نتكهن حتى الآن
    Bu konuda lösemiden kurtulan küçük bir kızın müthiş bir hikayesi var. Kanını alıyorlar, düzenliyorlar ve CRISPR öncüsü ile geri koyuyorlar. TED هناك قصة رائعة عن طفلة صغيرة أنقذت من سرطان الدم عن طريق أخذ دمها بالكامل وتعديله ثم إعادته بواسطة مركب طليعي لكريسبر.
    Millet, müthiş bir fikrim var. Annem için bir parti verelim. Open Subtitles , شباب , لدي فكرة رائعة أريد أن أنسق حفلا لأمي
    Ama sinir dokularını canlandırmada müthiş bir yetenekleri olduğunu biliyorum. Open Subtitles ولكن أعلم بأن لديه قدرة رائعة في إنعاش النسيج النخري
    New York. dişlileri, çarkları ve yayları olan müthiş bir makinedir. Open Subtitles مدينة نيويورك مدينة رائعة تملأها شبكة من الرافعات و التروس والينابيع
    Harika bir fikir. müthiş bir sunum. Ben laboratuara gidiyorum. Open Subtitles فكرة رائعه , عرض عظيم , أنا ذاهب الى المختبر
    Geçen Mayıs'ta, Çin'in Sichuan bölgesinde Richter ölçeğinde 7.9 büyüklüğünde korkunç bir deprem oldu. Geniş bir alanda müthiş bir yıkıma yol açtı. TED حصل زلزال عظيم بقوة 7.9 درجات دمار شامل في مناطق واسعه ، كما رصدها ريختر وقد رصدت الهزة الأرضية بأنها حدثت
    Carnegie Mellon'da müthiş bir Robot Teknolojisi Enstitümüz var. TED أنا في جامعة كارنيجي ميلون. حصلنا على معهد عظيم للروبوتات هناك.
    Dinleme onları. Bu müthiş bir şey. Tekrar görüşecek misiniz? Open Subtitles لا تستمع لهم , هذا رائع هل ستراها مره اخرى؟
    Beyin müthiş bir şeydir. Büyük bir elektrik santralı gibidir. Open Subtitles العقل شيء رائع للغاية , إنه اشبه بشبكة كهربائية كبيرة.
    Bu benim buradaki konumumu sağlamlaştırmak için müthiş bir fırsat. Open Subtitles ستكون فرصة عظيمة لي حتى أثبت مكانتي لدى أهل البلدة
    Sanki güneş üstüne parlıyormuş gibi, müthiş bir duygu. Open Subtitles حين يوليك اهتماماً تشعر بأن نور الشمس يُحيط بك
    müthiş bir adamdı. Kocaman bir rüyası vardı. TED لذلك كان كينج رجلا عظيما. كان لديه حلم كبير جداً.
    Bilgiyi elde edip, onu muazzam ve müthiş bir hâle dönüştürüyorsun. Open Subtitles أعتقد بأنك تحصل على المعلومات و تحولها لشيء هائل و فظيع
    müthiş bir yazarsın. Bir bok kazanamıyoruz. - Nedenini anlamadım. Open Subtitles اسمع أنّك كاتب فذّ، ولا تليق بك التراهات.
    Riggman, Julian Washington'ın üstünden müthiş bir şekilde atlıyor. Open Subtitles ريجمان يقوم بحركة جميلة على جوليان واشنطن
    müthiş bir işçilik yaptınız. Open Subtitles أنتم يارفاق قمتم بعمل مذهل
    müthiş bir espri yeteneğin var. Open Subtitles لديك حس جميل بالمرح

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more