belki müzelik bir parçaydı, ama ne asaletini kaybetti, | Open Subtitles | ربما كانت تحفة أثرية في المتحف ولكنها لم تفقد كرماتها |
Ama bence bunlar müzelik kalitede. | Open Subtitles | أعتقد أنّ هذه القطع الأثرية هي من جودة المتحف |
Eminim müzelik bir şeylere karşı hazırlıklı olursun. | Open Subtitles | أنا متأكدة أنهُ يمكنكِ أن تأتي بشيء يساوي المتحف ليُصبح هناك. |
müzelik bir parça ama yine de binebilirsiniz. | Open Subtitles | إنها قطعة من المتحف لكن ما يزال بإمكانك ركوبها |
Hoş bir şeyler söyle. Bu sandalyeler gerçektende tam müzelik. | Open Subtitles | قل له شيئاً لطيفاً في الواقع هذان المقعدان ينتميان للمتحف |
The Commis kızartma tavasına artık "müzelik" diyor. | Open Subtitles | مساعد رئيس الطهاة يسمّي الدرج الذي فيه المقلاة "المتحف". |
Neyse, bu müzelik fabrika zaten beş para etmez, değil mi? | Open Subtitles | هذا المتحف اللعين لا يساوي شيء أليس كذلك يا (لارس)؟ |
Bu müzelik bir parça olduğuna göre, | Open Subtitles | انه قطعة من المتحف |
Artık müzelik oldu o. | Open Subtitles | اذهبي به إلى المتحف |
Artık müzelik oldu o. | Open Subtitles | اذهبي به إلى المتحف |
Bu şey müzelik gibi. | Open Subtitles | إن مكانها هو المتحف |
Senin müzelik bir tip olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | أنا قلت يجب أن تكون في المتحف |
müzelik dedikleri şey bu işte. | Open Subtitles | مكانها الحقيقي في المتحف |
- Evet, müzelik eşyalardı. | Open Subtitles | -آجل ، كانا قطعتان من المتحف |
İki tane bezelyeyle yapacaklarına mutfakta veya annelerinin çantasında birşey bulup müzelik bir tasarım yapabilirler diye umuyordum. | TED | بدلا من احتفاظهم بطبق حبتين من البازلاء ، أنا آمل أنهم يتوجهون إلى خزانة المطبخ ، أو حقيبة يد الأم، وقيامهم بمجموعة تصماميم قيّمة للمتحف على طبق. |
Neredeyse misket tüfeğine benzeyen, sanki müzelik parçalar gibiydiler. | Open Subtitles | بنادق تنتمي للمتحف لا ساحة القتال |
Bu, artık müzelik. | Open Subtitles | وهو مملوك للمتحف |