"müzenin" - Translation from Turkish to Arabic

• المتحف
• متحف
• للمتحف
• بالمتحف
• متحفك

Bu çalışmalar müzenin iki katında teşhir ediliyor. Sürekli görüntülerden oluşuyor.
تم تثبيتهما في المتحف في دورين لكنها في الحقيقة صورة متصلة

Gece müzenin canlandığı haberini vermeyerek bana yaptığınız sürpriz gibi.
منذ ان فاجئتوني بواقع المتحف كل شيء يعود للحياة بالليل

müzenin her yerini kapatmanızı ve acilen polisi aramanızı istiyorum.
اريدك ان تغلق المتحف بأكمله وعاود الاتصال بالشرطة في الحال

Ulusal müzenin yıkılmasının ardından neredeyse beş ay geçmek üzere ve yıkıma neyin sebep olduğu ise meçhuliyetini hâlâ koruyor.
قريبا ستكون قد مضت خمسة اشهر منذ اليوم الذي حطم فيه المتحف الوطني، ورغم ذلك سبب الحادثة لا يزال مجهولا.

Danimarka'da bir müzenin üzerinde koşu ya da yürüme pisti. etrafını renkli camlar sarıyor.
وهناك نوع من مسار تشغيل ، أو جسر للمشاة ، على قمة متحف في الدنمارك، تم صنعه من الزجاج الملون، يغطي كل المساحة.

müzenin e-postalarına sızdım ve ileri gelenlerden rasgele birinin davetiyesini aldım.
لذا إخترقت البريد الإلكتروني للمتحف وإيجاد دعوة عشوائيّة لبعض الأشخاص

O makale, müzenin nasıl açık arttırmalara karışarak fiyati yükselttiğiyle alakalıydı, tamam mı?
تلك المقالةِ حول كَمْ المتحف يَحْملُ مزادَ لجَمْع المالِ، موافقة؟ لا شيء سُرِقَ.

Bu görüntüler müzenin statüsü en son tartışılmaya başlandığında çekildi.
هذه الصور أُخذت من آخر مرة تعرض فيها المتحف للمراجعة

Ve yaptıkları şey müzenin ziyaretçilerini saran boşluğun kalitesini artırmak üzere dahili inşa elementi yaratmaktı.
وما فعلوه انهم أنشأوا مبنى متكامل من اجزاء لتحسن مدى المسافات والمساحات التي تحيط زوار المتحف.

1995'lere dönersek, o günlerde müzenin yanına yeni bir kanat açılmıştı.
سابقا، سنة 1995، بنينا جناحا جديدا جانب المتحف.

Bu algoritma sizin müzenin koleksiyonuna yüz tanıma fonksiyonuyla ulaşmanızı sağlıyor.
إنه في الحقيقة نظام حسابي يمكنكم أن تتصفحوه مجموعة المتحف الحالية باستعمال تقنية التعرف الوجهي.

Tabii ki müzenin içinde bir kameradan bakmaları lazım, değil mi? Bugünkü müzeler böyle çalışıyor.
بالطبع ينبغي عليهم النظر عبر كاميرا دموية في المتحف. صحيح؟ هكذا تعمل المتاحف اليوم.

Sanatın bir diyalog alanı sağlayabileceği yollar, karmaşık bir diyalog, giriş noktaları ile diyalog yollarını ve müzenin fikirler münazarası için nasıl bir mekan olabileceği konusunda büyük ilgi gördü.
سعى للتعبير عن الطرق التي يمكن للفن توفير مساحة للحوار حوار معقد حوار مع العديد و العديد من نقاط الدخول و كيف يمكن أن يكون المتحف مساحةً لهذه الأفكار المنافسة.

Elbette. müzenin küratörünü tanıyorum.
بالطبع , فأنا أعرف القَيّم على المتحف هناك

Eğer arayabilirseniz müzenin kafeteryasında yemek yiyor olacağım.
إذا اعتبرنا تناول الغداء فى كافتيريا المتحف جولة سياحية.

Dışişleri, müzenin resmi bir açıklama yapılana kadar kapalı kalmasını istedi.
وزارة الخارجية سألت الذي المتحف يبقى مغلق حتى هم يمكن أن يتصرّفوا رسميا عليه.

Temel kaygı müzenin de aynı kaderi paylaşmasıdır.
الخوف اليوم ان يكون مصير المتحف مثل مصير هذه الوحوش

müzenin önündeyim burada geçmiş, çağın güçlükleriyle karşı karşıya.
انا اقف امام المتحف حيث يصطدم الماضي مع مصاعب الحاضر

müzenin tuvaletindesiniz, bakın kim var.
حقيقةً, نحن نقف امام مبولة في المتحف وانظر من هنا

Liderlerimizin taşaklarını müzenin duvarına asacaklar.
سيقومون بتعليق خُصى زعمائنا على جدران متحف

Galiba müzenin kundakçılık bölümünü bulduk.
أظن أننا وجدنا جناح الحريق المعتمد التابع للمتحف

Onu müzenin hediyelik bölümünden bedavaya aldın.
لقد حصلت عليه مجانا من محل الهدايا بالمتحف

Bu müzenin bir parçası olmak istemiyorum.
لا أريد أن أكون قطعة في متحفك.