Böylece ben müziğime yoğunlaşabiliyordum. Bunu benim için yaptı. | Open Subtitles | كان ليكفينا لمدّة شهرين وحتى يمكنني التركيز على موسيقاي |
- Peki. Birini sıkıştırıyorsun. Benim müziğime "caz", deme. | Open Subtitles | نضع التسميات على الناس . موسيقاي ليست 'الجاز'. |
Ya da bebekten vazgeçip müziğime odaklanırım. | Open Subtitles | أعطي الطفل للتبني والتركيز على موسيقاي |
O armağan artık içimde ve müziğime şekil veriyor. | Open Subtitles | يعيش في لي الآن واستكمال موسيقاي. |
Benim müziğime tapardı adeta. | Open Subtitles | لقد عشق موسيقاي. |