Şimdi, müziğimi insanların kalplerine erişmek için kullanıyorum ve bunda bir sınır görmüyorum. | TED | الان، انا استخدم موسيقاي لأصل الى قلوب الناس واكتشفت انه لا توجد حدود |
Bunun benim için bir anlamı yok. O da müziğimi seviyordu. | Open Subtitles | إنها لم تكن مفهومة بالنسبة لي ، لقد أحبّ موسيقاي أيضاً |
Müziği her zaman sevmiştim ve bu yeni programla da kendi müziğimi yapabildiğim için çok heyecanlıyım. | TED | كنت دائما محبا للموسيقى وأنا أشعر بالحماس لتوصيل موسيقاي الخاصة بالبرنامج الجديد |
Şu anda programım o kadar yoğun ki dünyaya kendimi mesajımı yaymakla, müziğimi yaymakla. | Open Subtitles | لأن هذا كل ما أفعله الآن أقدّم للعالم رسالتي , ألحاني |
- müziğimi beğenmenize sevindim. | Open Subtitles | حسنا , انا سعيدة بانكم أستمتعت بموسيقاي |
Dünya'yı dolaşıp, müziğimi yapacağım. | Open Subtitles | أجل، سأذهب فى جولة حول العالم من أجل موسيقاى |
...ki onlar duyulabilsin diye her daim müziğimi arka planda tuttum. | Open Subtitles | لدرجة أنني قد أخفضت من موسيقاي لكي تُسمع الكلمات |
Doğaçlama yapıyoruz anne. O benim müziğimi resmediyor ben de resminin müziğini yapıyorum. | Open Subtitles | نحن نبدع يا أمي، ترسم موسيقاي وأنا اعزف على رسمها |
Bunun müziğimi ya da seni tehlikeye atacağını düşünseydim veya şu bebek için gerekseydi anında bırakırdım. | Open Subtitles | لو احسست انها خطر على موسيقاي او على عليك او لذاك الطفل لتوقفت في الحال لكني اعلم انها ليست كذلك |
ABC'ye geldiğim zaman, siz, beyler, kontrata kendi müziğimi seçebileceğimi yazmıştınız. | Open Subtitles | عندما أتيت إلي ايه بي سي ، وضعتم في العقد أني أستطيع اختيار موسيقاي |
Televizyondaki ilk yayınını beraber seyredelim diye annemi davet etmiştim. 30 saniye boyunca 20 milyon insan benim müziğimi dinledi. | Open Subtitles | , دعوت إمي للمشاهدة لـ30 ثانية ، 20 مليون شخص كان يستمع إلى موسيقاي. وفيالنهايةقالت: |
Bu demektir ki, şeyi kullanabiliriz sizin müziğinizi, benim müziğimi, sonra yine sizin müziğinizi. - Ne ? | Open Subtitles | هذا يعني أنه يمكننا القول أن بإمكانك استخدم موسيقاك و موسيقاي و من ثم هذا ممتع |
Bunun anlamı insanlara müziğimi anlatmak için 25 dakika harcamıycam duyduklarında zaten beni hissedecekler. | Open Subtitles | هذا معناه أنني لن أقضي 25 دقيقة لكي أوضح موسيقاي للناس، أنهم فقط سيستمعون لها و سيشعورن بها |
Babam bana kendi müziğimi yapmama izin vermez Gördün mü? | Open Subtitles | لا أعلم لم تطلبين مني فعل هذا ابي لن يدعني أن أعزف موسيقاي |
Sadece müziğimi dinle | Open Subtitles | فقط إستمع إلى موسيقاي لدي الكثير أكثر مما يبدو |
müziğimi yapamıyorum. Neredeyse hiç arkadaşım yok. | Open Subtitles | ليس لدي موسيقاي و نادراً ما أقابل أصدقائي |
Kesinlikle başarılı olacağım ve kendi özel jetimle uçarak müziğimi yapacağım. | Open Subtitles | أنا .. بالتأكيد سأنجح وسأدور حول العالم بطائرتي و أعزف موسيقاي وأقوم بالحفلات |
Sizinle müziğimi paylaşamadığım için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا أعتذر لأنني لم أستطع مشاركتك ألحاني |
Benim müziğimi de sevecekler. | Open Subtitles | والكل سيستمتع بموسيقاي ايضا |
Bayıldım. Kendi müziğimi yüksek sesle asla dinleyemem. | Open Subtitles | انى احبه كثيرا,لا يتسنى لى قط الاستماع الى موسيقاى بصوت مرتفع |
Kendi müziğimi yapıyorum zaten. Perküsyon bu. Bana gayet uygun. | Open Subtitles | أنا اقوم بموسيقاى , النقر وهو يناسبنى كثيرا |
O da aptal gazeteyi okurken aptal müziğimi dinlemek. | Open Subtitles | أستمع إلى موسيقتى الغبيه , اقرأ الصحف السخيفه |