Sen bir müzisyensin, biliyorum, çalışan bir müzisyen ama bir daha sakın turneyi yuvamıza getirme. | Open Subtitles | اعلم انك مغني ، موسيقي عامل لكن لا تجلب الطريق الى بيتنا مرة اخرى |
O işi sana bırakıyorum. Sen müzisyensin, acı çekmen önemli. | Open Subtitles | تركت هذا الأمر لك فأنت عازف موسيقي فمن المهم أن تُعاني |
Artık sen harika bir müzisyensin | Open Subtitles | من الآن فصاعداً, أنت موسيقي بارع. |
Ve sen de iyi bir müzisyensin. Buraya oturursun. | Open Subtitles | وأنت موسيقي مميز، ًاجلس هناك تماما. |
Ve sen de iyi bir müzisyensin. Buraya oturursun. | Open Subtitles | وأنت موسيقي مميز، ًاجلس هناك تماما. |
Sen muazzam, yaratıcı bir müzisyensin ve sanırım bunu en açık şekilde Slovenya'ya gittiğimizde gösterdin, ve birisi -- biz uzun konserlerde insanları da katılmaya teşvik ediyoruz, ve bu kişi, çok gergin bir şekilde sahneye geldi. | TED | أنت مدهش، موسيقي مبدع وأعتقد بأنك برهنت على ذلك عندما ذهبنا إلى سلوفينيا، حيث قام شخص ما -- خلال حفل طويل شاركنا فيه الجمهور، حيث صعد شخص وهو متوتر على المنصة. |
Yani, sen bir müzisyensin. | Open Subtitles | انا اعني, انك موسيقي |
Ciddi ol sen müzisyensin. | Open Subtitles | هيا, أنت موسيقي |
İyi ki bir aktör değil de müzisyensin baba. | Open Subtitles | -أنا سعيد لأنك موسيقي |
Sen bir müzisyensin. | Open Subtitles | انت موسيقي. |
Mac, sen bir müzisyensin. | Open Subtitles | (حسناً , أنتَ موسيقي يا (ماك |
Ama şimdi meşhur bir müzisyensin ve bunun için çok memnunum. | Open Subtitles | ولكنك الآن عازف بيانو شهير وذلك يسعدني |
Ama yine paran olacaktır Franta. Sen usta bir müzisyensin. | Open Subtitles | لكنّك سـتجني المال ثانيـّة "فأنت عازف موهوب يا "فرانتـا |