| Evet, herhangi biri aramış ya da mesaj bırakmış mı diye bakmaya geldim. | Open Subtitles | أجل,أنا فقط مررت لأرى إن كان أي أحد قد إتصل أو ترك رسالة لي |
| Bitişikte oturuyorum, bir çığlık duydum ve bir şey var mı diye bakmaya geldim. | Open Subtitles | وأنا فقط أرعى المنزل المجاور، وسمعت صراخا، لذا جئت إلى هنا لأرى إن كان كل شيئ بخير، رجاء. |
| Hey, her şey yolunda mı diye bakmaya geldim... | Open Subtitles | مرحباً , لقد مررتُ لأرى إن كان ل شيء بخير |
| Öyleydi. Sen aradın mı diye bakmaya çıktım geldiğimde o gitmişti. | Open Subtitles | كنت معها بالفعل، خرجت لأرى إن كنت قد اتصلت بي، |
| Bir şeye ihtiyacın var mı diye bakmaya gelmiştim. | Open Subtitles | فقط مررتُ عليك لأرى إن كنت تحتاج أيّ شيء. |
| Daha fazla rengimiz var mı diye bakmaya gideyim. | Open Subtitles | سأذهب لأرى إن كان لدينا ألوان أخرى. |
| Tuhaf bir şey var mı diye bakmaya gelmiştim. | Open Subtitles | أتيت لأرى إن كان هناك أي أمر غريب يحصل. |
| Sadece yapabileceğim bir şey var mı diye bakmaya geldim. | Open Subtitles | فقط أتيت لأرى إن كنت... إذا كان بامكاني فعل أي شيء. |