"mağazasına" - Translation from Turkish to Arabic

    • متجر
        
    • لمتجر
        
    • دكان
        
    • لمحل
        
    • إلى محل
        
    • ذهبت إلى
        
    Parti otobüsleri mağazasına gidip İçinde sağlam ses sistemi, striptiz direği, aşk mağarası ve meme şeklinde olan direksiyonlu bir otobüs kiralayalım. Open Subtitles لمَّ لا أذهب إلى متجر حفلات الحافلات حيث جميع الحفلات لديها، نظام صوتي عمود لراقصة التعري، كهفٌ للحب ومقود على شكل ثدي
    136. Cadde'deki elektronik mağazasına girip sabitlenmemiş ne varsa alıyorlardı. Open Subtitles رأيت اناس يدخلون ويخرجون من متجر الكترونيات على الشارع 136
    Okuldan mezun oldum, iş buldum, maaşım oldu, sanat mağazasına gittim ve malzeme almak için çıldırdım. TED إذا تخرّجت من المدرسة ، حصلت على وظيفة ، وحصلت على شيك أجر ذهبت إلى متجر الفنون و أصبت بالجنون و انا أشتري المعدّات.
    Ve beni trend bi kıyafet mağazasına götürüp saçma kıyafetler aldırmayı denedi. Open Subtitles لـذا هي أخذتني لمتجر الملابس العصريّ وحـاولت جعلـي أشـتري بعض الملابس السخيفة،
    Bir şeyler denemek için annemin mağazasına gelirdi. Open Subtitles هى زوجة كبيرنا تأتي في دكان أمّي
    İlk kez kadın iç çamaşırı mağazasına gittim. Open Subtitles كانت أول مرةٌ أذهب فيها لمحل للملابس النسائية
    Hâlâ çıkartmadılar. Sizler, bilişimciler olarak daha aydın olduğunuzu düşünmüyorsanız, geçen gün Apple'ın uygulamalar mağazasına baktım. TED وخوفا من أن تعتقدون أنكم جميعا ، كالديجيراتي ، تكون أكثر استنارة ، ذهبت إلى متجر أبل التطبيق اي فون في اليوم الآخر.
    Bir gün bir ayakkabı mağazasına girdiğimde insanların " Bakın vajinacı kadın burda!" diye çığlık atacaklarını önceden bilseydim TED عندما كنت اصغر اني كنت سوف اكبر لأكون في متجر احذية و كان الناس سوف يصيحون انها هناك سيدة المهبل
    Sonra Depo mağazasına gidip inanılmaz para harcıyorsunuz. Sonra da bu dizme işine başlıyorsunuz, hiç bir zaman-- tamamen saçma. TED وتذهب إلى متجر صندوق حفظ الأدوات وتنفق أموالا طائلة. ومن ثم تبدأ عملية الفرز الجنونية التي لا-- إنها مجرد مكسرات.
    Burası kocasının mağazasına çok yakın. Open Subtitles وأعتقد أن هذا المكان قريب جداً من متجر زوجها
    Beni buzdolabı mağazasına götürdü ve erkekler reklamı yapıyordu ve plak dönüp duruyordu ve annem adama şarkı söylemeyi bildiğimi söyledi. Open Subtitles أخذتني إلى متجر ثلاجات حيث كان هناك موظف البيع وتلك الأغنية مازالت قائمة وقالت له والدتي أنا أعرف كيف أغني
    Dini ihtiyaçlar mağazasına gitmeliyiz... kendimize bir kaç galon kutsanmış su alalım. Open Subtitles أتعرف ما علينا فعله؟ علينا الذهاب إلى متجر المؤن الدينية والحصول على غالونات من المياه المقدسة
    Ben hayvan mağazasına gidiyorum. Open Subtitles فهو يحمل أجساماً مضادة لكلا الفيروسين سأذهب إلى متجر الحيوانات الأليفة
    1905'ten beri açık olan elektronik mağazasına git. Open Subtitles اذهب لأي متجر إلكترونيات مفتوح من قبل 1905
    Ben de ona bir şey almak istiyorum, evimizin, ...evimin yanındaki mücevher mağazasına gidiyordum. Open Subtitles لذا أرغب بأن احضر لها شيئا لذا أنا ذاهبة الي ذلك المكان الي متجر المجوهرات القريب من شقتنا .. شقتي
    Oradan satıldığı nalbura ya da internet mağazasına izini sürebiliriz. Open Subtitles فلربما يمكننا تعقّبه إلى متجر أدوات أو موقع إنترنت
    Sevginizi ifade etmenin en iyi yolu mücevher mağazasına hoş geldiniz. Open Subtitles أهلاً وسهلاً بك في متجر المجوهرات الذي بإمكانه مساعدتك على التعبير عن حبك
    Bilgisayar mağazasına giderdik ve orada da aynı şeyi yaparlardı. TED كنا نذهب لمتجر حواسيب وكانو يقومون بنفس الشيء
    Bugün müzik mağazasına gittim ve her yerde hiç tanımadığım şeyler çalıyordu. Open Subtitles ذهبت لمتجر الأغاني اليوم وكانت لديهم فرق لم يسبق سمعت بها
    Mutlu Yaz mağazasına uğrayabiliriz. Open Subtitles ربما نذهب لزيارة والدتك في الصين ونذهب لمتجر الصيف السعيد.
    Disney mağazasına gidip Black Widow kostümü arayacak olursanız, bulacağınız şey Kaptan Amerika ve Hulk kostümü olacaktır. TED ولا واحدة. وإذا ذهبت إلى محل لديزني وبحثت عن زي بلاك ويدوو،

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more