İngilizleri mağlup etmek için gücümün yettiği her fırsatı kullanırım ve bunların içinde MacKenzie sancağını kaldırmak da var. | Open Subtitles | سوف أستخدم كل خيار في حوزتي لهزيمة البريطانيين وهذا يشمل رفع راية ماكينزي |
Gaddar Kjartan'ı mağlup etmek için Erik ve Sigefrid kardeşlerle İttifak kuruldu. | Open Subtitles | لهزيمة كجارتان القاسي تم تشكيل تحالف مع الأخوين إيريك وسيجفريد |
Bunu ilk olarak, İki Numara'yı mağlup etmek için kullanacağız. | Open Subtitles | سنستخدمه أولاً لهزيمة الرقم إثنين |
Tüm bu faktörler ve fazlası göz önüne alındığında biz halen bazılarını tam manası ile anlamadık. Bin Ladinizm kadar büyük bir canavarlığı ve küresel cihadı mağlup etmek için bir araya gelindiğinde, grup çabasına ihtiyaç duyulur. | TED | إذاً، كل تلك العوامل و الكثير أيضا غيرها لا يمكننا حتى أن نفهم بعضها بعد كلها تفاعلت معاً لتهزم بشاعة حركة بن لادن الجهاد العالمي، احتجنا إلى هذا الجهد الجماعي |
"Bir yüzü savunmak, diğeri mağlup etmek için" | Open Subtitles | "طرف لتدافع والآخر لتهزم " |
"Bir yüzü savunmak, diğeri mağlup etmek için." | Open Subtitles | "طرف لتدافع والآخر لتهزم " |
İstilacıları mağlup etmek için bir plan vardı. | Open Subtitles | كانت هناك خطة لهزيمة الغزاة. |
Daha doğrusu istilacıları mağlup etmek için bir plan var. | Open Subtitles | أقصد، هناك... خطة لهزيمة الغزاة. |
"Bir yüzü savunmak, diğeri mağlup etmek için" | Open Subtitles | "طرف لتدافع والآخر لتهزم" |