Bir ilaç başka bir maddeyle bir araya geldiğinde ilacın tek başına kullanılmasının yol açtığı etkilerden daha farklı ilaç etkileşimlerine sebep olur. | TED | تحدث التفاعلات الدوائية عندما يسبب مزيج من الدواء مع مادة أخرى تأثيرات مختلفة عن تلك التي تسببها كل منها على حدة. |
Langley, Cahill'lerin hangi maddeyle temas ettiğini bilmek istiyor. | Open Subtitles | لانجلي يريد معرفة الذي مادة كاهيلس قابل. |
"süpersimetrik parçacıklar" dır ki teorinin dediğine göre bütün bildiğimiz sıradan maddeler bu tür bir karşıt görüntüye sahip, çok zayıf olan kütleçekimi gücü haricinde sıradan maddeyle hiçbir şekilde etkileşime girmeyen bu karanlık bilginin içerisindeki extra parçacık kümeleridir. | Open Subtitles | أنها مادة فائقة الصغر وهذا يدفعنا أن نقول أن كل الجزئيات التي نعرفها لديها نوعا ما من الانعكاس |
maddeyle anti madde birbirlerini yok ettiklerinde büyük bir enerji açığa çıkıyor. | Open Subtitles | وعندما المادة ومضادّ المادة يُبيدان بعضهما البعض يخلقان كمية كبيرة من الطاقة. |
Onu ateşlemek için maddeyle karşı maddenin infilakından çıkacak enerjiye ihtiyacınız var. | Open Subtitles | لتشغيلها أنت بحاجة إلى إطلاق الطاقة من التفجير في المادة والمادة المضادة |
Bilimcilerin "karanlık madde" olarak adlandırabildiği, görünmez bir maddeyle dolu olabilirdi galaksiler. | Open Subtitles | المجرات ربما تكون ممتلئة بمادة مخفية شيء ما يسميه العلماء بالمادة المظلمة |
Bacağını kesip atardamara ulaşmam ve daha sonra yanabilir bir maddeyle onu yakarak kapatmam gerekiyor. | Open Subtitles | سأقوم بفتح ساقك لأتمكن من الوصول الى الشريان و بعدها سأرش عليه مادة قابلة للإشتعال ثم سأشعلها |
Organik maddeyle zincirleme reaksiyonu bilinemez sonuçlar doğuruyor. | Open Subtitles | رد فعل تفاعلي تسلسلي فوضوي مع أى مادة عضوية لا يمكن توقع نتيجتة |
Farklı bir maddeyle denemeliyiz. | Open Subtitles | نحتاج الى التجربة على مادة اخرى |
Bu herif, hiçbir nükleer maddeyle temas etmeksizin 1800 küri radyasyon yayıyor. | Open Subtitles | -فقد السيطرة على ماذا؟ هذا الرجل يصدر اشعاعاً مقداره 1800 كوري بدون أن يكون بالقرب من مادة مشعة |
Takyonik karanlık maddeyle ilgili birkaç referans var. | Open Subtitles | كان هناك عدة إشارات إلى مادة "تايكون" المظلمة |
Tek gereken uygun canlı organik maddeyle temas kurmak ve pat! | Open Subtitles | كل ما يتطلب الأمر هو أن تتصل مع... مادة عضوية حية متوافقة... |
Şüpheli bir maddeyle temas kurdunuz. | Open Subtitles | لقد كنت في اتصال مع مادة مشبوهة. |
Ve bazı temel parçacıklar bu maddeyle etkileşime giriyor ve bu işlem sırasında enerji kazanıyorlar. | TED | و بعض الجزيمات الاولية تتفاعل مع هذه المادة, و تكتسب طاقة أثناء هذه العملية. |
Bu çatlayıp larvaya dönüşen bir arı yumurtası ve bu yeni oluşmuş larvalar kendilerini besleyecek salgılara sahip olan o beyaz yapışkan maddeyle beslenerek hücrelerinin etrafında yüzerler. | TED | هذه بيضة نحلة تنفقس وتعطي يرقة وهذه اليرقات تسبح حول خلاياها وتقتات على هذه المادة البيضاء التي ترشح عن النحل |
Veya normal maddeyle etkileşime geçtiğinde | TED | أو هل يحدث أي شيء إذا تفاعلت مع المادة العادية؟ |
Ek yerleri epoksi bir maddeyle doldurulmuş. | Open Subtitles | أنتظر, هناك المزيد الشقوق مليئه بشيء ما تشبه المادة اللاصقة |
Bu, maddeyle ruh arasındaki bağlantının kanıtı mıydı? | Open Subtitles | هل كان هذا دليلاً علي وجود رابط بين المادة و الروح؟ |
Bu, maddeyle ruh arasındaki bağlantının kanıtı gibi gözüküyordu. | Open Subtitles | بدا هذا هو الدليل علي وجود رابط بين المادة و الروح |
Sinir hücresi lifleri, miyelin adı verilen yağlı bir maddeyle kaplıdır. | TED | إن ألياف الخلايا العصبية مغلفة بمادة دهنية تسمي ميالين. |
Bütün yaşam formlarını "saflık" denilen siyah bir maddeyle zehirliyorlar. | Open Subtitles | هم يصيبون كلّ أشكال الحياة الأخرى بالمادة السوداء دعت نقاوة. |