Ama tabi ki ayrıca magmanın kendisinin soğumasıyla da oluşabilir. | Open Subtitles | لكن، بالطبع، يمكن أن تكون أتت أيضا من الحمم البركانية الذائبة نفسها حين برّدت. |
Yükselen magmanın basıcı... volkanın ağzını binlerce yıldır tıkamış olan bir kayayı sonunda parçalamayı başarmıştı. | Open Subtitles | الضغط المتولّد من ارتفاع الحمم تسبب في تطاير الصخور التي كانت تسد فوّهة البركان منذ آلاف السنين |
Tuzlu su magmanın bin mil içine kadar sızdı. | Open Subtitles | كاشفة المياه المالحة مباشرة الى الحمم المنصهرة لكثر من ألف ميل |
magmanın kendisi, bu bakterilerin gelişmesi için gerekli besini sağlayan karbondioksit ve sülfürdioksit gibi gazları yayıyor. | Open Subtitles | الصهارة نفسها تتخلص من الغازات كغازثانيأكسيدالكربونوثانيأكسيد الكبريت، وذلك يوفّر الغذاء لهذه البكتيريا كي تزدهر. |
magmanın çıkış noktasına alttan gelen baskı bu büyük yarığın açılmasına sebep oluyor ki bu yarığın boyu adanın genişliği kadar. | Open Subtitles | حيث يوسّع ضغط الصهارة الداخليّ فتحة هذا الصدع الضخم الذي يمتد على طول الجزيرة. |
Bu patlamayı Theralıların yaşadığı diğer patlamalardan farklı kılan şey, iki farklı türde magmanın bir araya gelmesiydi. | Open Subtitles | ما يجعل هذا الثوران يختلف عن "أي ثوران آخر شهده "الثيرانيون هو أنه كان للتفاعل بين نوعين من الحمم المنصهرة |
Bu fümerol, magmanın sıcaklığının arttığını gösteriyor. | Open Subtitles | نافثة البركان تظهر أن حرارة الصهارة تزداد |