Evet, belki ama magnezyum oksit tungsten kaynağının yan ürünüdür. | Open Subtitles | نعم، ربما، ولكن أكسيد المغنيسيوم هو نتيجة ثانوية لحام التنغستن. |
Suya kaldırma gücü kazandırmak için yüzde on magnezyum sülfat ekledik. | Open Subtitles | عشرة كبريتات المغنيسيوم في المئة، للعوم. |
Nöbetini magnezyum sülfat ve Ativan'la tedavi ettim. | Open Subtitles | ل تعامل لها مع مصادرة كبريتات المغنيسيوم والأتيفان. |
Haydi sunun magnezyum mahfazasına girelim. Ne düşünüyorsun, bilmiyorum. | Open Subtitles | دعونا فقط نتجاوز غلافها الماغنسيوم, ماذا تعتقد,أنا لا اعرف |
Aktif zehir, magnezyum tabanlı etilen glikoldu. Tamam, anlıyorum. | Open Subtitles | السم الفعال كان مكونا من الغليسوم و المغنزيوم مع الفوسفات العضوي |
İtfaiye tahtanın arkasında magnezyum tozu buldu. | Open Subtitles | رجال الإطفاء وجدوا شرائح من مسحوق المغنسيوم خلف اللوحة |
Reid gibilerin sevebileceği şeyleri araştırdım çerez ve çekirdeğin doğal olarak magnezyum sağladığını öğrendim ve magnezyum da seratonin üretmesini sağlıyor ve bu da kimyasal açıdan çok çok mutlu bir beyin demek. | Open Subtitles | لذلك تصرفت كـ ريد و قمت بعدة أبحاث و تبين ان البذور و المكسرات فيها ماغنيسيوم بشكل طبيعي |
Eser miktarda su, silikon, germanyum ya da magnezyum da ayrıca elmasın şeklini etkileyebilir. | TED | كميات ضئيلة من الماء، السيليكون، الجيرمانيوم، أو المغنيزيوم يمكنها أن تؤثر في شكل الماس أيضًا. |
Kıyafetinde; kalsiyum oksit, demir oksit magnezyum oksidin izleri vardı. | Open Subtitles | ثياب الضحية تظهر آثار من أكسيد الكالسيوم أكسيد الحديد وأكسيد الماغنيسيوم |
Paralarda Kalpazanlık önlemi olarak kullanılan şeritlerden biri... yerine magnezyum yerleştirilmiş, detonator görevi üstlenmiş. | Open Subtitles | في احد خيوط النقود المزاده ضد التزيف استبدل بمادة المغنيسيوم الذي عمل كمتفجر |
magnezyum alaşımlı jantlar hariç. Adamım. Mükemmel olurdu. | Open Subtitles | باستثناء إطارات المغنيسيوم هذا سيكون رائعاً |
magnezyum yüklemesi yaptım. Toksisite izlemesine başlayın. | Open Subtitles | لقد أعطيتها المغنيسيوم إبدأي بفحص قابلية السميه لديها |
magnezyum klorit, çok yanıcı bir maddedir ve üçüncü hayaletin sis dumanıyla aynı bir patlama yaratmak için kullanılabilir. | Open Subtitles | إنَّ كلورات المغنيسيوم مادة سريعة الإشتعال ويتمُّ استخدامها للقيام بإنفجار مطابق للذي فعله الشبح الثالث للدخان |
Normal çözeltinin içine bir litre fibroce dextrose, iki miligram magnezyum sülfat, ...100 ml. tiyamin, 1 ml. | Open Subtitles | لتر من الخلايا الليفية ذات الملح المعتدل , ملليغرامين من كبريتات المغنيسيوم |
Kesinlikle, ama magnezyum çok şiddetli ve çabuk yanar. | Open Subtitles | بالضبط، ولكن المغنيسيوم يحترق بشدة و بسرعة |
Ama magnezyum'un işlemesi için önceden ıslak olması lâzım. | Open Subtitles | ولكن لإشعال المغنيسيوم من الضّروري أن يبلّل أولاً |
Ben de ona, geri dönüşümle bir kaç dolar kazanabilsin diye o magnezyum kırıntılarını verdim. Megnezyum mu? | Open Subtitles | لهذا أعطيته نفايات المغنيسيوم ليحصل على بعض المال الاضافي من إعادة التدوير |
magnezyum ve nikel izlerine benziyor. Sen ne düşünüyorsun? | Open Subtitles | ربما تكون آثار الماغنسيوم والنيكل، ما رأيك؟ |
Doğumu geciktirmek için sana magnezyum vermeye başlayacağız ve bebeğin ciğerlerinin gelişmesi için de steroid. | Open Subtitles | سنعطيكِ المغنزيوم لمنع المخاض والستيروئيدات لإنضاج الرئتين |
Az magnezyum, sodyum tuzları bir tutam perklorat, bir parça stronsiyum nitrat biraz da okus pokus. | Open Subtitles | القليل من المغنسيوم والبعض من كلوريد الصوديوم والقليل من البيركلورات وبعض نترات السترونتيوم والقليل من البلين. |
Bu, magnezyum fitilli bir tank. | Open Subtitles | برميل "أستيلين" ، مشاعل ماغنيسيوم |
İki gram magnezyum sülfat enjekte edin. Rahat yatırın. | Open Subtitles | اسحبوا 2غرام من سلفات المغنيزيوم أعيدوه عل ظهره |
magnezyum yanıcı bir maddedir, değil mi profesör? | Open Subtitles | الماغنيسيوم سريع الاشتعال أليس كذلك، يا بروفيسور؟ |
Tamamen erimiş. Hey, sabotlar magnezyum takviyesiyle, 6000 dereceye kadar ısı verebiliyordu değil mi? | Open Subtitles | يا، لَيستْ حارةَ قباقيبَ محمّلةَ ل، مثل، أي حرق مغنيسيومِ درجةِ 6,000؟ |