"mahalleleri" - Translation from Turkish to Arabic

    • أحياء
        
    • في الأحياء
        
    Bu şehirdeki bütün mahalleleri başkanlık için hazır olduğumu söyleyerek kapı kapı dolaştım. Open Subtitles لقد ذهبت إلى جميع أحياء هذه المدينة قائلا بأني مستعد لأكون محافظ الجميع
    Yeterince vergi ödeyip hükûmetten diğer çocukların okullarına iyi öğretmenler koymalarını ve iyi eğitimli polislerin öbür mahalleleri korumalarını talep etmeliyiz. TED علينا أن ندفع ضرائب كافية. ونطالب حكوماتنا أن تضع معلمين مهرة في مدارس أطفال المحتاجين ونضمن شرطة محترفة لحماية أحياء هؤلاء.
    Şu ana dek yüksek suç oranlı fakir mahalleleri seçti. Open Subtitles صحيح؟ لكن لغاية الان لقد اختار أحياء فقيرة فيها معدلات جريمة عالية
    İşte bu da üçlü kar bilançosudur. Çünkü biz bu terk edilmiş ve yoksul mahalleleri aldık ve içleri böyle gözüken yerlere dönüştürdük. TED وهذا هو الخط السفلي الثلاثي الحقيقي، لأننا نستطيع أن نأخذ أحياء مهجورة و معدمة ونحولها لشيء مثل هذا، مظهر داخلي مثل هذا.
    İlk yaptığımız şey gecekondu mahalleleri arasında gezip inceleme yapmak oldu. TED أول شيء قمنا به هو المشي في الأحياء الفقيرة
    Müslüman mahalleleri bu anlaşılmaz ve korkutucu ritmik haykırmalarla yankılanıyor. Open Subtitles ما زالت الأصداء في الأحياء الإسلامية... بتلك الصيحات المخيفة والغير واضحة
    Bu konuyu gündeme getirmek ve vurgulamak istiyorum, çünkü tüketim kentleşmesinden kurtulmamız ve üretim mahalleleri haline gelebilmemiz için bunu tek yol olarak görüyorum. TED أريد أن أقول هذا و أن أؤكد عليه، لأن هذه هي الطريقة الوحيدة التي أراها والتي تمكننا من الانتقال من تمدين الاستهلاك إلى أحياء الإنتاج اليوم.
    Oakland'da araştırıyolar, San Jose'de halkı arabalarından çıkarıyorlar. Pittsburgh'daki Zone 3 polis idaresini oluşturan mahalleleri ve Baltimore'un kıyısına yakın olan siyahi mahalleleri gözlemlemenin yolu bu. TED هو التفتيش في أوكلاند، وإخراج الناس من سياراتهم في سان هوزيه، وهي طريقة إجراء الدوريات في أحياء المنطقة الثالثة في بيتسبرغ، وأحياء السود القريبة على الواجهة البحرية في بالتيمور.
    Aslında biz kendimiz, şehirler oluşturabilecek tek teşebbüsün tüm mahalleleri tek, yekpare projelerle ele alarak bizim adımıza inşa eden ve tabii ki şeklin de sermayeyi takip ettiği bir düzenle büyük şirketler veya kurumlar olduğunu telkin eden Sanayi Devri zihniyetinde takılıp kalmışız. TED في الواقع، لقد حبسنا أنفسنا في عقلية الحقبة الصناعية هذه والتي تقول أن الأشخاص الوحيدون الذين يمكنهم إنشاء المدن هم المؤسسات الكبيرة أو الشركات التي تقوم بالبناء بالنيابة عنا، وإنشاء أحياء كاملة في مشاريع متراصة، واحدة، وبطبيعة الحال، الشكل يتبع التمويل.
    Azınlık mahalleleri. TED سيقولون أحد أحياء الأقليات.
    (Gülüşmeler) Belli mahalleleri gecekondu olarak bellememize sebep olan koşullar etkin bir biçimde geliştirilebilir; ama orada yaşayan kişilerin insanlığını görmeden ve aracılığı olmadan olmaz. TED (ضحك) الظروف التي تجعلنا نحدد أحياء معينة بأنها أحياء فقيرة يمكن تحسينها تحسيناً فعالاً، ولكن ليس دون الاعتراف بإنسانية وقوة الناس الذين يعيشون بها.
    O zaman sistemli bir şekilde mahalleleri dolaşırız. Open Subtitles ثم نتطرق للبحث في الأحياء بطريقة منظمة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more