Böylece mahallemdeki kadınların kendi yararlarına olan bir topluluğu nasıl oluşturabileceklerini, sınırlı olan imkânlarıyla neler yapabileceklerini düşünmeye başladım. | TED | لذا بدأت التفكير في كيف أن النساء في حيي كنَّ قادرات على إنشاء مجتمع لأنفسهن، وكيف كنَّ قادرات على استغلال ما لديهن من موارد ضئيلة جدًا ليقدمن شيئًا حقيقيًّا. |
Bir şey mahallemdeki tüm kuşları öldürüyor da. | Open Subtitles | جلّ العصافير تموت في حيي |
Sınırlı kaynaklara sahilp mahallemdeki.. | Open Subtitles | فرص وظيفية في حيي |
mahallemdeki en iyi şey Bay Owens'tı. | Open Subtitles | أفضل ما وجد في حييّ (كان السيّد (أوينز |
mahallemdeki herkes bunun en iyisi olduğunu biliyor | Open Subtitles | كلّ شخص يعرف في حيّي أنه أفضل موزع |