Bir ülke çoktan kendi yüksek Mahkemesinin, oradaki yeni tüzel sistem için son temyiz mahkemesi olmasına gönüllü oldu. | TED | احدى الدول قامت بالتطوع لجعل محكمتها العليا ان تكون هي محكمة الاستئناف في النظام القضائي هناك. |
Hukuk fakültesinin birinci sınıfının sonuna doğru, Boston Belediye Mahkemesinin Roxbury Bölgesinde bir staj hakkı elde ettim. | TED | قرب نهاية سنتي الأولى حصلت على فترة تدريب في حي راكسباري، محكمة بوسطن، |
Şehir Mahkemesinin ve sorgu yargıcının işlevi zamanı gelince yerine getirildi doğal olarak da dava yetki alanıma girdi. | Open Subtitles | الرصاصة التي وجدت برأس المتوفي مهمة محكمة المدينة وقاضي التحقيقات تم أداؤها في آخر الأمر |
Bölge Mahkemesinin 10 gün sonraki sorgusuna kadar 5000$ kefaletle serbestsin. | Open Subtitles | لديك غرامة بقيمة خمسة آلاف دولار، ذلك يعتمد على إختبار محكمة المُقاطعة خلال عشرة أيّام |
Beechum County Mahkemesinin oturumu başlamıştır. | Open Subtitles | الآن سيتم إنعقاد جلسة محكمة مقاطعة بيشوم |
Temyiz Mahkemesinin kararının... ve bölge savcılığının talihsiz araştırma yöntemlerinin... bana yüklediği acı verici görevle, namlı bir katil... ve hüküm giymiş bir uyuşturucu kaçakçısını topluma salıveriyorum. | Open Subtitles | قرار محكمة الاستئناف ووكيل المقاطعة عدم دقة المعلومات و ياتي على عاتقي القرار المؤلم بالافراج عن |
Gelecek ay Amerikan Mahkemesinin huzuruna çıkacağız. | Open Subtitles | سنكون أمام محكمة الإستئناف الأمريكية الشهر القادم |
Gelecek ay Amerikan Mahkemesinin huzuruna çıkacağız. | Open Subtitles | سنكون أمام محكمة الإستئناف الأمريكية الشهر القادم |
Taammüden adam öldürmek suçundan, Finney Mahkemesinin... ve Kansas Anayasa Mahkemesinin kararı ile... asılarak ölüm cezasına çarptırıldın. | Open Subtitles | بجريمة القتل من الدرجة الاولي بأمر من المحكمة العليا و محكمة تيكساس سيتم إعدامك حتي الموت |
Onur Mahkemesinin amacı hukuk öğrencilerine tecrübe etmeleri için gerçek sorunlar içeren gerçek davalar sağlamak. | Open Subtitles | الغرض من برنامج محكمة الشرف هو تزويد طلاب القانون خبرة تجربة قضايا الحياة الحقيقية مع مصاعب الحياة الحقيقة |
2009 yılında B.D. Anayasa Mahkemesi sıra dışı bir kararla Savannah bölge Mahkemesinin Davis'in masumiyet ihtimalini değerlendirmesi talebinde bulunmuştu. | Open Subtitles | في 2009 ,المحكمة العليا الأمريكية اتخذت خطوة استثنائية بأمر محكمة المقاطعة في سافانا |
Burada olmamın tek sebebi Kanada topraklarında olmamız ve temyiz Mahkemesinin beni uzak tutan mahkeme kararını iptal etmiş olması. | Open Subtitles | السبب الوحيد لوجودي هنا هو أنّنا على الأراضي الكندية، ونقضت محكمة الاستئناف أمركم القضائي بإبعادي من هنا. |
Aile Mahkemesinin kararına göre yasaklama kararı verilmiş. | Open Subtitles | نص دعوى محكمة الأسرة يشير إلى أمر تقييدي |
Onları tanıyordu ve onları, şu yeraltı Mahkemesinin bir anda oluşturduğu görevi yapabilecek kişiler olarak önerdi. | Open Subtitles | وقد أوصى بالرجال الذين يمكنهم ملء هذا الدور الجديد التي تم إنشاؤها فجأة من قبل محكمة المافيا |
Cook County Mahkemesinin emriyle en çabuk şekilde Maia Rindell hakkındaki çıkardığınız yalan haberlerinize son vermeniz gerekmektedir. | Open Subtitles | بأمر من محكمة مقاطعة كوك يجب ان تتوقف في الحال ان تنشر معلومات مغلوطه وفضائح بخصوص مايا رينديل |
Halk Mahkemesinin 1. | Open Subtitles | مجلس الشيوخ الأول من "محكمة الشعب" على أساس الإستماع الرئيسي |
Onlar da iflas Mahkemesinin koruması altında. | Open Subtitles | حسناً،انهمأيضاتحت حماية محكمة الافلاس |
Uluslararası Ceza Mahkemesinin yetkileri kullanarak onu izliyor | Open Subtitles | شخص مع محكمة الدولية للجرائم يلاحقه |
Ve Gazi Mahkemesinin yaptığı her bir suçluya bir kişiymiş gibi davranmak, sorunlarına derinden yaklaşmak, suçlarına özel cevaplar yaratmaya çalışmak böylece kendilerini iyileştirmelerine yardımcı olmak ve bir kez yargı yerine getirildiğinde onları unutmamaktı. | TED | وهذا ما فعلته محكمة قدامى المحاربين والتي تحاكم كل متهم وكأنه قضية معزولة تماما عن النسق العام وتحاول ان تتفهم مشاكلهم وتحاول ان تؤقلم الاحكام الصادرة تبعاً لتلك المشاكل والتي تساعد في اعادة بناء شخصية المحارب القديم كما انها لا تنسى المحكوم بعد ان يصدر الحكم |
Avukatın olarak, Uluslar arası Ceza Mahkemesinin yetki alanındaki herhangi bir ülkeye gitmemeni şiddetle tavsiye ederim. | Open Subtitles | بصفتي محاميك، فأنا أنصحك بشدة ألا تسافر إلى أي بلد، يخضع للسلطة القضائية لمحكمة الجرائم الدولية. |
Temyiz Mahkemesinin benim kararıma uyacağına inanıyor. | Open Subtitles | وهو يعتقد أن المحكمة العليا سوف تؤيد قراري |