Artık bunu yapamam. En iyi arkadaşın dışarıda bir yerde kendini mahvediyor. | Open Subtitles | لا يمكنني عمل ذلك بعد الان صديقك المفضل في الخارج يدمر نفسه |
Biliyor musunuz, buradaki olumsuz hava Charlie'nin Melekleri fantezimi tamamen mahvediyor. | Open Subtitles | انت تدركين الجانب السلبي للأمر فهو يدمر أحلامي الخاصة بملائكة تشارلي |
Savaşın çıkması, bütün partileri mahvediyor. O kadar sıkıldım ki, çığlık atabilirim! | Open Subtitles | هذا الحديث يفسد متعة كل احتفال هذا الربـيع |
Ben daha birkaç gündür başlamama karşın beni mahvediyor. | Open Subtitles | أنا ما زلت فقط أعمله ل بضعة أيام، وهو يقتلني. |
Kariyerime yardım ediyor olabilir, ama tarzımı mahvediyor. | Open Subtitles | ،ربما هي تساعد وظيفتي لكنها بدأت تفسد مزاجي |
İlaçlar kafandakini tedavi ederken, pankreasını mahvediyor. | Open Subtitles | الأدوية تعالج ما برأسك لكن تدمر البنكرياس |
Nasıl oluyor da her seferinde mutlu bir an yaşarken birileri gelip bunu mahvediyor. | Open Subtitles | كلما يأتي الوقت الذي أحس به بالسعادة. يأتي أحدهم و يخرب كل شيء. |
Çok zor şey, bir başkasının tesadüfen geri dönmesi bir başkasının güzelliği bir anda hayatınızı mahvediyor. | Open Subtitles | بالتأكيد صعباً عليك حادثة عودة شخص ما جمال امرء اخر يدمر حياتك فجأه |
Bunlar çocuk. Sanatın tam zıttı bu resim. Sanatı da mahvediyor, ruhları da. | Open Subtitles | إنه سقط المتاع عكس الفن، يدمر الفن و الأرواح |
Kafamda bu şeyle yaşamak, hayatımı mahvediyor. | Open Subtitles | والعيش بهذا الشيء فى رأسى انه يدمر حياتى |
Mahkemede bu parfümü kullanma. Konsantrasyonumu mahvediyor. | Open Subtitles | ممنوع وضع هذا العطر في المحكمة إنه يفسد تركيزي |
Hayır, bunu bana karanlık yolcum yaptı. Hayatımı mahvediyor. | Open Subtitles | كلاّ، راكبي المظلم هو من فعل هذا بي، إنّه يفسد حياتي |
Sihirden kurtuluyorum. Her şeyi mahvediyor. Beni durduramazsın. | Open Subtitles | أتخلّص مِن السحر فهو يفسد كلّ شيء و لا تستطيعين إيقافي. |
Çünkü beni mahvediyor. | Open Subtitles | لأنّي.. لأنّي أعتقد بأنّ ذلك يقتلني يقتلني. |
Buna rağmen toprağı mahvediyor, Okyanusları zehirliyor, Gökyüzünü karartıyorsunuz! | Open Subtitles | ومع ذلك تفسد أراضيها وتسمم محيطاتها وتسود سمائها |
Sadece senin hayatını mahvetmekle kalmıyor diğerlerininkileri de mahvediyor. | Open Subtitles | هي ليست تدمر حياتك فقط هي تدمر حياة الجميع |
O bu ülkeyi mahvediyor, ben de onu bir balık oyacağım! | Open Subtitles | انه يخرب البلاد، و سوف اصطاده كالسمكة |
Pacific Wellcare bir günümü ve bir gömleği mi daha mahvediyor. | Open Subtitles | عياده المحيط الهادي تخرب يوم آخر وخربت قميص |
Hayır kabul edemem. Çünkü, hayatımı mahvediyor. | Open Subtitles | لا استطيع قبول هذا، لأن هذا يُفسد حياتي! |
Boynum beni mahvediyor. Kulağımda bir çınlama var. | Open Subtitles | بالمناسبة، عُنقي يؤلمني لديّ ذلك الطنين في أذني |
Neden beyaz insanlar her şeyi mahvediyor? | Open Subtitles | لماذا الناس ذو البشرة البيضاء يفسدون كل شيء؟ |
Aynı zamanda "Her Nedimeye Seks Operasyonunu" da mahvediyor. | Open Subtitles | لقد دمر أيضا مرح اشبينات العروس |
Eğer kan konusunda haklılarsa, immün sistemini bir hiç uğruna mahvediyor olacaksın. | Open Subtitles | وإن كانوا محقّين بشأن الدم فسوف تدمّر جهازه المناعي بلا داعٍ |
Çünkü cadılar, ekinleri mahvediyor. | Open Subtitles | هذا لأن السحرة يدمرون المحاصيل |
Hayatımı mahvediyor. | Open Subtitles | لكنه يحطم حياتي |
Her şeyi mahvediyor. Ona sahip olmak istiyor. | Open Subtitles | إنها تخرّب كل شيء، تريده كله لنفسها |