Sık tekrarlanan, büyük çaplı görevlerde makineler ile rekabet etme şansımız hiç yok. | TED | ليس لدينا أي فرصة للتنافس مع الآلات في المهام المتكررة، ذات الحجم الكبير |
Bu iplikler nesiller boyu kimono için iplik üreten makinelerle makineler ile aynı makinede üretildi. | TED | صُنعت هذه الخيوط في نفس الآلات التي كانت تصنع خيوط الكيمونو لأجيال. |
Ameliyat boyunca gaz akışını kontrol etmek ve hastaları anestezi halinde tutmak için karmaşık makineler ile uzun yıllar boyunca çalışmış ve çok iyi eğitim görmüş bir anestezisyene ihtiyaç duruyor. | TED | تحتاج طبيب تخدير على مستوى عال من التدريب لديه سنوات من التدريب على الآلات المعقدة لتساعد على مراقبة تدفق الغاز ولإبقاء مرضاه آمنين ومخدرين خلال العملية |
Özerkçe hisseden, kararlar veren ve ortak yaşam alanlarına girmeyi öğrenen makineler ile en iyi karşılaştırmayı bizim hayvanlarla olan ilişkimizle yapabiliriz. | TED | بدأت هذه الآلات التي تقدر أن تشعر وتتخذ قرارات مستقلة وتتعلم تتواجد في هذه الأماكن المشتركة، أعتقد أن أفضل مثال يمكن أن نقدمه لهذه الحالة هي علاقتنا مع الحيوانات. |
Ancak, geriye dönüp bakar ve yüzen yapay makineler ile uçan yapay makineleri yapmamızı sağlayan en faydalı buluşların neler olduğunu düşünürseniz, yalnızca yüzme ve uçmanın altında yatan fiziksel mekanizmaları anlayabilmemiz sebebiyle bu makineleri yapabildiğimizi görürsünüz. | TED | لكن، إن نظرت نظرة إلى الوراء و فكرت بما هو أكثر الإبداعات تمكيناً الذي جعلنا قادرين على بناء ألات صناعية تسبح و ألات صناعية تطير، تجد أنه فقط من خلال فهم الآليات الفيزيائية الكامنة في السباحة و الطيران استطعنا بناء هذه الآلات. |
Ve de dünyadan bazı araştırmacı ve geliştiricilerin geliştirdikleri uygulamalar, robotlar ve basit makineler ile, örneğin -- bu örnekte, oyuncak bir helikopteri zihninizde havalandırdığınızı düşünerek uçurmak. | TED | كما يمكن ايضا وبالنظر الى المميزات الاخرى التي تم تطويرها من قبل المطورون والباحثون حول العالم ان نستخدم ذلك في الرجال الآلية .. او الادوات .. او الآلات ففي هذه الحالة يمكن جعل طائرة هيلكوبتر صغيرة تقلع بأمر دماغي فقط بالتفكير بوجوب اقلاعها .. فانها تقلع |
Sonrasında bu iplikleri aldık ve onları kumaş üreten bir fabrikaya verdik. Biz akıllı hem de çeşitli renk ve materyalleri olan kumaşlarımızı sıradan makineler ile üretiyoruz, bu kumaşları Londra'da Savile Row'da bir terziye verdik. | TED | ثم أخذنا هذه الخيوط وأعطيناها للمصنع، الذي يصنع القماش، ونسجنا قماشنا الذكي باستخدام الآلات العادية بمختلف الألوان والخامات، وأعطينا هذا القماش لخياط في (سافيل رو) في لندن. |