Yazılı olarak tüm güvertelere maksimum hızlanma için hazırlanmalarını bildir. | Open Subtitles | باستخدام الورق فقط أبلغ جميع المستويات أن تستعد للسرعة القصوى |
Dünya'ya doğru bir rota çizmiş olsak bile, maksimum ışık-altı hızında yıllar sürecek. | Open Subtitles | حتى إذا سلكنا طريق للأرض بإستعمال دفعة الضوء الثانوية القصوى سوف تاخذ سنين |
Kahramanın kıza yaptığı şey, maksimum hızla bir uzay mekiğini kızın üstüne sürmekle matematiksel olarak aynı. | TED | ما الذي فعله البطل للخارق للفتاة يماثل رياضيًا ركضها مع مكوك فضاء على السرعة القصوى |
Ben büyürken, video oyununda benden sergilemem beklenen maksimum beceri, bir oyun kolu ve ateşleme düğmesi ve basitçe el-göz koordinasyonuydu. | TED | عندما تربيت، كانت أقصى مهارة مطلوبة مني في لعبة فيديو هي تنسيق بسيط بين اليد والعين، قبضة التحكم وزر إطلاق النار. |
Marrina Barrage'ın harika yanı büyük boyutuyla maksimum kullanım sağlamak için tasarlanması ve hiç umulmadık ama önemli yeri. | TED | الشيء المثير في مارينا باراج هي أنه بني لاستغلال الحد الأقصى من مساحته الكبيرة وموقعه غير المتوقع ولكن المهم. |
"maksimum" demek, motorlarımızı güvenlik sınırlarının da dışında zorlamak demek oluyor. | Open Subtitles | قصوى تعنى الضغط على المحركات بعد الحدود الامنة |
Buckley sınıfı destroyer desteği. maksimum hızı 25 deniz mili. | Open Subtitles | مدمرة حراسه طراز باكلى سرعتها القصوى 25 عقده |
maksimum florid korumalı harika tatlı jel. | Open Subtitles | حماية الفلوريدِ القصوى في معجون بمذاق عظيمِ. |
Makine dairesine maksimum hızlanma için hazır olmasını bildirin. | Open Subtitles | أخبر حجرة المحركات بالتحضير للسرعة القصوى |
Dümenci, onlarla kesişme rotamızı sapta ve maksimum warp'a geç. | Open Subtitles | يا مدير دفـّة القيادة، قُومي باعتراض المسار واشتبكِ عند الانعطافة القصوى. |
Üç dönüşüm maksimum çalışma gezegeninde kaldım. | Open Subtitles | لقد قضيت ثلاث سنوات فى أحد كواكب العمل القصوى |
Yanma odası içindeki anti-proton ağırlığı önerilen maksimum kapasitenin %124 üstünde. | Open Subtitles | حاليا, ومكافحة بروتون الشامل في غرفة الاحتراق هو 124? في من السعة القصوى الموصى بها. |
Sana garanti ederim ki, güzel sanat eserine maksimum özeni gösteriyorum. | Open Subtitles | أؤكد لك أنني أستعمل أقصى درجات العناية في معاينة تحفتك الجميلة |
Aynı zamanda, tamamen dolu olan ambulans 4170 kg ağırlığındadır bunun için maksimum 44,498 newtonluk güç kullanman gerek. | Open Subtitles | وسيارة الإسعاف الممتلئة تزن حوالي 9200 باوند مما يعني أنَّ عليكِ إستعمال حد أقصى من القوة يساوي 44498 نيوتن.. |
Küresel siyasi ve ekonomik sistem mevcut haliyle sizin maksimum fayda görmenizi sağlıyorken neden durasınız ki? | TED | ولماذا التوقف عند مجرد اللعب بالنظام السياسي والاقتصادي العالمي كما هو قائم إلى الحد الأقصى لمصلحتك الخاصة؟ |
Roket inişe geçtiğinde hız tekrar artar ve maksimum hıza doğru roket yere çarpar. | TED | ثم يبدأ الصاروخ بالسقوط مجددا ، وتبدأ السرعة بالتزايد حتى تصل إلى الحد الأقصى للسرعة عندما يرتطم الصاروخ بالأرض. |
Bir Çoğalıcı gemisi bize doğru maksimum Işıkaltı hızda yaklaşıyor. | Open Subtitles | إحدى سفن الريبلكتوز تتجه إلينا بطاقة إشعاعية قصوى. |
Ulusal güvenlik onu maksimum güvenliği olan binaya götürecek. | Open Subtitles | الحرس الوطنى سيأخذه إلى وسيلة حراسة مشددة |
Pekâlâ, o halde düşünelim... sahne maksimum 500 kg taşıyabilir, | Open Subtitles | صحيح فلنتخيل المسرح ممكن أن يحتمل كحد اقصى 500 كجم |
Bu adam bir STK'nın beslenme merkezindeydi ve görebileceği maksimum düzeyde yardım görüyordu | TED | هذا الرجل كان في مركز تقديم الطعام لمنظمة طوعية، تم مساعدته بأقصى ما يستطيع تلقي المساعدة. |
Duştan gelen sıcaklık buhar üretir, gözenekleri açar, maksimum emilime sebep olur. | Open Subtitles | أن الحرارة من دش توليد البخار، فتح المسام، و السماح لأقصى قدر من الاستيعاب. |
İşlemediğim bir nefret suçu yüzünden maksimum güvenlikli cezaevinde iki yıl yattım. | Open Subtitles | أمضيت سنتين في سجن شديد الحراسة من أجل جريمة كراهية لم أرتكبها. |
Çok ilginç, Meadowlands ceza alanının maksimum güvenlikte olduğu tek ulusal hokey ligi arenası. | Open Subtitles | زي منتو عارفين متعه فريق ميدولاندز الوحيد الي بالميدان بدوري الهوكي حيث منطقة الجزاء فيها الحد الاقصى من الامن |
Patlama çapını boşaltmak için maksimum üç saniyemiz var. | Open Subtitles | لدينا مدة أقصاها ثلاثة ثواني لإخلاء دائرة قطر الإنفجار |
Şu an maksimum güvenlikten gelen gardiyanlar var ama sadece geçici olarak. | Open Subtitles | أتيت بحراس من الحبس المشدد ولكن هذا وضع مؤقت. |
Bu da odaklandığımız nokta yani yarı maksimum tam genişlikte altı ve sekiz mikron arası demek. | TED | ويعني هذا أن بقعة التركيز هذه، تبلغ نصف العرض بالكامل على الأكثر. حيث تبلغ ما بين 6 إلى 8 ميكرونات. |
Önceden, şu anda genişlemekte olan Evren'in maksimum genişleme noktasına ulaşabileceğini düşünüyorduk. | Open Subtitles | كنا نعتقد أن الكون الذي يتوسع الآن يمكن أن يصل لنقطة التمدد القصوي |
Başyargıç Fargo maksimum güvenlik alanına giriyor. | Open Subtitles | رئيس المحكمة فارجو يدخل الآن منطقة الحراسة المشددة |