Onlardan biri olan Hanna Marin Mona'nın odasına girmeme bile izin vermedi. | Open Subtitles | واحده منهم، هانا مارين لم تسمح لي حتى ان ادخل غرفة مونا |
Ajan Breckinridge, Marin. Gizli Servis. | Open Subtitles | العميلان بريكنريدج،و مارين من الخدمة السرية |
Marin ilçesinde ki Lincoln Akademisinde müdür olacak. | Open Subtitles | هو سَيصْبَحُ مديراً في أكاديمية لينكولن في مقاطعةِ مارين. |
- Mevsim yaz olursa, altı! - Marin de Tyr yanılıyor! | Open Subtitles | ستة ، خلال أشهر الصيف - مارين دي تير مخطأ - |
Marin County'yi bu yüzden seviyorum. Daha klas hırsız bulabilirsin. | Open Subtitles | لهذا أحبّ مارين كونتي اصبحت أفضل نوع من اللص |
Marin ilçesinde ki Lincoln Akademisinde müdür olacak. | Open Subtitles | سيصبح مديراً في أكاديمية لينكولن في مقاطعة مارين |
Ajan Breckinridge ve Marin, Gizli Hizmet. | Open Subtitles | العميلان بريكنريدج،و مارين من الخدمة السرية |
Bayan Marin, gördüğüm kadarıyla çok güzel bir eviniz var. | Open Subtitles | سيده مارين.. لديكِ منزل جميل مما أراه الآن |
Bay Zylinski, izin verin Bayan Marin devam etsin. Şu imalı bakışlarıda bırakın. | Open Subtitles | سيد زلنسكي ، دعى السيدة مارين تكمل واوقف هذه النظرات المتآمرة |
İzin verin Bayan Marin devam etsin. Şu imalı bakışlarıda bırakın. | Open Subtitles | اسمحوا لسيدة مارين ان تكمل واوقف هذه نظرات المتآمرة |
Sizi bu saatte rahatsız ettiğim için üzgünüm, Bayan Marin. | Open Subtitles | آسف لآزعآجك بهذا الوقت المبكر ياسيدة مارين.. |
Sanırım Bayan Marin, çoktan birini buldu bile. Tamam. - Dans ediyor musun? | Open Subtitles | لكن السيدة مارين بالفعل وجدت شخصًا آخر هل تعرف كيف تقوم بالرقصة من خطوتين ؟ |
Ama Bayan Marin gittiksen sonra silah sesi duyduğuna çok eminsin? | Open Subtitles | لكنك متأكد تمامًا من أنك سمعت طلقات الرصاص بعد ما غادرت السيد مارين ؟ |
Kusura bakmayın ama bunun Marin'lerin evindeki olayla ilgisi ne? | Open Subtitles | انا اسفة, ماذا يجب ان يفعل كل هذا مع الحادثة في منزل مارين ليلة البارحة |
Hanna Marin ve arkadaşlarının peşine düşen ve bunu yapan aynı kişi. | Open Subtitles | نفس الشخص الذي يلاحق هانا مارين وصديقاتها فعل هذا |
Genel Müdür Yardımcısı Jordan Hobart, işsiz Hanna Marin'le evleniyor" yazamaz. | Open Subtitles | جوردن هاربت, صاحب المبيعات يتزوج هانا مارين, غير موظفه. |
"Dünyanın en şanslı kızı Hanna Marin, gerçek beyaz atlı prensiyle evleniyor." | Open Subtitles | هانا مارين, الفتاة الاكثر حظ في الحياه تتزوج اميرها الساحر? |
Bu 23 yılın büyük bölümünde, Golden Gate köprüsünün de içinde bulunduğu Marin ilçesinin güneyinde devriye gezdim. | TED | معظم تلك الفترة قضيتها في دوريات في جنوب مقاطعة مارين . والذي يشمل جسر البوابة الذهبية . |
Size söylüyorum, köprü sadece Marin ve San Francisco'yu değil aynı zamanda insanları da birbirine bağlıyor. | TED | ما أقوله للناس ، أن الجسر لا يصل فقط مارين بسان فرانسيسكو لكنه يصل الناس ببعضها أيضاً . |
Orkestra şefi olan arkadaşım Marin Alsop'a bundan bahsettiğimde, "Tabii ya, müzik hocam da tam aynı şeyi söyledi" dedi. | TED | و أخبرت صديقتي (مارين ألسوب)، قائدة الاوركسترا، التي ردت قائلة، "نعم، حسنا، لقد قال لي مدرس الموسيقى نفس الشيء بالضبط. |